Celal Yalvaç’ın H. Nedim Şahhüseyinoğlu Hakkındaki Duygu ve Düşüncelerinden…

Celal Yalvaç’ın H. Nedim Şahhüseyinoğlu Hakkındaki Duygu ve Düşüncelerinden…
Hüseyin Çolak, Celal Yalvaç, H. N. Şahhüseyinoğlu, Süleyman Özerol
Arguvan İsaköy’den bir adam vardı, hemen her gün gelir göz damlasını Celal Yalvaç’a attırırdı. Sanırım Parkinson hastasıydı…
Battalgazi’den şair Vahap Salt, fotoğrafçı Mehmet Göresiye gelirlerdi. Oradaki tarihsel yapının bozulması konusunu sıkça dile getirirdi.
Bakanlıklardan gelen bazı konulardaki yazıların valilikçe bilgi edinmek için Celal Yalvaç’a havale ettikleri oluyordu. Ben bunlardan eski adı İzollu’yu yeniden almak için Kale ilçesinin başvurusu üzerine içişleri bankalığını valiliğimize gönderdiği yazının kültür müdürlüğünce kendisine iletilmiş olduğunu; kendisinin de İzollu aşireti ve bölgesi ile ilgili bir çalışma yaptığını biliyorum. Hatta bir gün yanına gittiğimde bu konuda, “Hoca, sana bir şey okuyacağım, bakalım buna ne diyeceksin?” dedikten sonra Evliya Çelebi’den bazı bölümler okumuştu.
1983-1984 kışından itibaren Arguvan Türküleri ile ilgili derleme ve araştırmalarımı bütünlüğe kavuşturup 1989 yılında fotokopi haline getirdiğimde bir örneğini kendisine verdim ve bu konuda bana yardımcı olmasını istedim. Kendisinin bu konuda başlı başına bir çalışma yapmadığını, ancak derlediğini dörtlükler olduğunu söyledi. 1993 yılından itibaren Hüseyin Şahin ile birlikte konuyla ilgili çalışmalarımızı sürdürdüğümüzde sıkça birlikte gider ve çeşitli konuları görüşürdük. Bu derlemeleri bize vererek kullanabileceğimizi söyledi. Ablası Hasibe Yalvaç’tan derlediği 182 dörtlüğü, 2004 yılında yayınlanan Arguvan Türkleri kitabımızda, “Celal Yalvaç Arşivinde Bulunan Derleme Defterindeki Arguvan Türküleri” başlığı altında verdik.
H. Nedim Şahhüseyinoğlu hakkındaki kitap çalışmamın baskıya yakın aşamasında onun hakkındaki duygu ve düşüncelerini not ettim ve kitapta yer verdim. Geçen yazımda Şahhüseyinoğlu’nun Celal Yalvaç hakkındaki duygu ve düşüncelerine yer vermiştim. Bir de Celal Yalvaç’ın Şahhüseyinoğlu hakkındaki duygu ve düşüncelerini öğrenelim (Celal YALVAÇ: Malatya 1936, Gazeteci-Yazar, 14 Şubat 2009 Malatya).

Celal Yalvaç’ın H. Nedim Şahhüseyinoğlu hakkındaki Duygu ve düşüncelerinden…

“Uzun zamandır yazı yazmaya ara verdiğim için, yazmaktan zorlandığımın farkındayım. Süleyman Özerol Bey, çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri olan H. Nedim Şahhüseyinoğlu bey hakkında bir eser hazırladığından bahisle, benden bir yazı yazmamı istediler. Olayları yazıya dökmek kolay, duyguları yazıya dökmek ise oldukça zordur. Benden istenen de böyle zor bir işti.
Bazı dostluklar, bazı arkadaşlıklar vardır. Sıradanlıktan çok uzaktır. Gıpta edilecek bu dostluk ve arkadaşlıklar, sıradan olmaktan çok öte manalar taşımaktadır.
Yazışmalarımızda ben kendilerine “Aziz ve muhterem kardeşim”; kendileri de bana “Can dostum, kardeşim” diye hitap eder.
Ben Nedim Şahhüseyinoğlu Bey’le devam ede gelen bu candan dost ve ahbaplığımıza çoğu kişiler hayretle bakarlar; sebep ve hikmetini de bir türlü anlayamazlar. Nedim Bey’i tanıyan çok kişi, “Celal abı, Sizin Nedim Bey’le bu derece yakın arkadaşlığınıza hayretler etmekteyiz. Nedim Bey’in kavgacı bir yaratılışı vardır. Kavga için bahane arar. Kavga edecek kimse bulamazsa ailesi, ailesini bulamazsa kendi gölgesi ile kavga eder. Sizler birbirinize fikren tamamen ters düşmenize rağmen, o kadar güzel anlaşıyorsunuz ki hem bu duruma hayret, hem de gıpta etmekteyiz” derler.
Nedim Bey’le tanışıklığımız kırk yıla yaklaşır. Dostluğumuz ise 25-30 seneyi bulmuştur. Siyasi görüşlerimiz birbirinden oldukça farklıdır. Anlaşamadığımız konularda ben kendilerini; kendileri beni iknaya çalışır. Ya o beni veya ben O’nu ikna ederim. Birbirimizi ikna edemezsek konuşmayı birbirimizi kırmadan tatlıya bağlarız.
Kendilerinin sevdiğim ve saydığım tarafı, bizim mahalli tabirle -Merde mert- oluşudur. Kendince inandığı hususları çekinmeden söylemekte ve yazmaktan kaçınmaz. Elli yılı geçkin bir süredir bazı konuları araştırmakta, seyrekte olsa, zaman zaman yazmaktayım. Çalışmalarımla ilgili bir konu, zamanında yazıya dökülmemiş ise, yaşlıların o konu ile ilgili anlatımlarına pek itibar etmem. Eğer bir olay anlatılmışsa, anlatılan olayı tespit eder, doğruluğunu araştırır; doğruluğundan emin olmazsam, kesinlikle yazmam.
Nedim Şahhüseyinoğlu Bey, kendi ve ailesi ile ilgili olayları bile, cesaretle ve yalın bir dille anlatabilmekte; bunu yazıya dökmekten de çekinmemektedir. Evli, hasta ve yoksul kız kardeşinin çektiklerini anlattığı anımsı eserini okurken -gözyaşlarımı tutamadığımı- belirtmekte bir beis görmemekteyim.
Son yıllarını tamamen çok ilginç konularla ilgili araştırmalara hasreden ve onları kitaplaştıran Nedim Şahhüseyinoğlu’na canı gönülden başarılar dilemekte olduğumu özellikle belirtmek isterim.
Güvenilir bir dostluğu, güvenilir bir arkadaşlığı vardır. Şimdiye kadar kendisinden en ufak bir çiğlik görmedim. Kelimenin ifade ettiği manada “merdo-mert”tir. Söyleyeceğini kırmadan ve çekinmeden söyler; söylediklerinizi kabul etse de etmese de nezaketle dinler. Hak edene de hak ettiği cevabı vermekten zerre kadar çekinmez. Yani lafı çiğnemez. Benim tanıdığım Nedim Şahhüseyinoğlu, işte budur.
Samimiyet, iyi niyet, güvenirlilik bir insanda aranan vasıfların başında gelir. İnandığı doğruları taviz vermeden, cesaretle söyleyen ve yazan, çilesine katlanan ve bedelini de fazlasıyla ödeyen Şahhüseyinoğlu’na sevgi ve saygı duymamak, bence büyük bir noksanlıktır.
Kendilerine saygı ve sevgim bakidir. Başarılarının devamını diliyorum. [1]



[1] Süleyman ÖZEROL: Dirençli Eğitimci Örgütçü ve Araştırmacı H. Nedim Şahhüseyinoğlu, Ürün Yayınları, Ankara 2009, s. 280 

Yorumlar

Popüler Yayınlar