Funda Özdemir’den ‘Karanfil Kokulu Kadınlar’

Funda Özdemir’den ‘Karanfil Kokulu Kadınlar’

Funda Özdemir Kimdir?

1963 yılında Malatya'nın Hekimhan ilçesi Basak Köyünde doğdu. Ortaokulu kendi köyünde okudu. Elazığ Kız Meslek Lisesi’ndeki öğrenimini özel nedenlerden dolayı yarıda bırakmak zorunda kaldı.
1994 yılında İzmir'e göç etti. Evli ve iki çocuk annesidir. On üç sene sigortasız çalıştı. Hak temelli eğitimlerde ve bu eğitimle ilgili çalışmalarda yer aldı. Özellikle Kadının İnsan Hakları Eğitimiyle bakış açısı değişti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve İzmir Eşit Yaşam Derneği üyesidir. Ayrıca, Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme Kurulu Üyeliği sırasında Şiddetle Mücadele Grubu'nu kurdu. Daha sonra bir dönem Kadın Meclisi Başkanlığı yaptı. Hâlâ Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi olarak çalışmalarına sürdürüyor.
2017 yılında Karabağlar Kent Konseyi ve Kadın Yazarlar Derneği’nin ortak projesi olan, “Toplumsal Cinsiyet Penceresinden Okumak-Yazmak” atölyesine katılarak kadın öyküleri yazmaya başlamıştır. Bu atölye sonunda ortaya çıkan, Denizi Görmeyen Kadınlar (Karabağlar Kadınlarından Öyküler) isimli kitapta, ‘Karanfil Kokulu Kadın’, ‘Rahmetli’, ‘Nazife Kadın’, ‘Yüreğimdeki Sancı’, ‘Naciye Haykır’ isimli öyküleriyle yer almıştır. Aynı proje ve ortaya çıkan ortak kitap, Işılay Saygın Yılın Işıldayan Projesi yarışmasında birincilik kazanmıştır. Kadın Yazarlar Derneğinin Yüzleşme ve Mektup konulu ortak kitabında da ‘Mazlum’a’ ve ‘Tanı’ isimli iki öyküsüyle yer almıştır.
Eli kalem tuttuğundan bu yana harflerle, cümlelerle, onları ak kâğıtlara geçirmeyle arası iyi olmasına rağmen, kanserle mücadele ettiği bir dönemde karamsar bir anında hepsini yakıp küllerini savurdu. Daha sonra yazmanın zorluklarla başa çıkmanın en iyi yollarından biri olduğunun bilinciyle, yeniden kalemi eline aldı. O gün bugündür mümkün olduğunca yazıyor, yazmaya da devam edecek.

FUNDA ÖZDEMİR: Karanfil Kokulu Kadınlar, KKM Yayınları, Mayıs 2025, 130 s.


‘Karanfil Kokulu Kadınlar’ın Önsözünden...

Herkes gibi benim de çok zor zamanlarım oldu. Her şeyin bittiğini düşünüp yarınlara dair umutlarımı yitirdiğim bu zamanlarda ailem hep yanımdaydı. Elimi hiç bırakmadılar. Onların yanında beni benden daha çok düşünen, güçlerini gücüme katan dostlarımın varlığıyla da çoğaldım, direncim arttı. Ayrıca şiddete karşı duvar olabilmek adına canla başla mücadele eden, korkmadan elini taşın altına koyan yüzlerce arkadaşımın mücadelesi de inancımı ve umudumu yeniden yeşertip yaşama bağladı. Bugün hayattaysam, Karanfil Kokulu Kadınlar’ı elimde tutuyorsam bu güç birliğinin sonucundadır.

Kitapta okuyacağınız öykülerin yanında, yüreğime taş gibi oturan bir türlü yazamadığım daha birçok kadın hikâyesi var. Çoğu hayatının baharında yaşam hakkı elinden alınan, gülümsemesi yarım kalan kadınlar. Onların arkalarında yarım, yıkık kalan yakınları. Ve gelmekte geciken adalet… Gülümsemesi yarım, hayalleri yüreğinde saklı kalan kadınlar… Kim bilir ne öğütler dinlediler, “erkektir yapar,” diyen, kim bilir ne korkular ne fırtınalar koptu yüreklerinde. Konuşması yasak, gözleri kapkara bulutlara tutsak... Ağıtları türkülerinde, acıları yüreğinde saklı kadınlar…
Sonraya kalan, söylenecek daha çok söz var. Buraya kadar söylediklerimi kitaba dönüştürmem konusunda beni heyecanlandıran, sıcacık duygularıyla yüreklendiren, çalışmalarıyla öykülerin basıma hazır hale gelmesinde çok büyük emek harcayan, sevgili arkadaşım Sülbiye Yıldırım’a, Bengü Demiray’a, mücadele arkadaşım Gülce Mutoğlu’na ve Perşembe Grubu Kadınlarına teşekkürlerimle…

Karanfil Kokulu Kadınlar Öykü Kitabımla İlgili Duygularım

Funda ÖZDEMİR

Yazma hevesim ta çocukluğuma dayanıyor. Küçük boy defterlerin kapağını boyayıp iç yapraklarının kenarlarını çiçeklerle süsler hikâyeler yazardım.
Şimdi gerçek öykü kitabım elimde ve ben çok heyecanlıyım. Geçte olsa bir hayalimi gerçekleştirmiş oldum.
Yazdığım öyküleri kitaba dönüştürmem konusunda beni heyecanlandıran, sıcacık duygularıyla yüreklendiren, çalışmalarıyla öykülerin basıma hazır hale gelmesinde çok büyük emek harcayan, sevgili arkadaşım Yazar Sülbiye Yıldırım’a, Bengü Demiray’a, Perşembe Grubuna, Karanfil Kokulu Kadınları yüreğinde hissederek bana yoldaşlık eden herkese teşekkür ediyorum.
Ancak yazmak isteyip bir türlü yazamadığım bu kitapta yer almayan o kadar çok kadın hikâyesi var ki... Hayatının baharında yaşam hakkı elinden alınan, gülümsemesi yarım kalan kadınlar, arkalarında yarım, yıkık kalan yakınları ve gelmekte geciken adalet… Kim bilir bir gün bunları yazacak fırsatı gücü de kendimde bulurum.
Bu kitabı erken yaşta evlendirilen eğitim hakkı elinden alınan, çocukluğu, gençliği hayatı çalınan, her türlü şiddeti, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini iliklerine kadar hissederek yaşayan, "öyle çok çektim ki anlatsam roman olur" diyen Karanfil Kokulu Kadınların can yakıcı hikâyelerinden esinlenerek yazdım. İçindeki çocuğu yaşatmak, küllerinden yeniden doğmak için mücadele veren kadınlar...
İnsan, yaşadığı veya tanıklık ettiği, yüreğinde büyüyen, boğazında düğümlenen şeylerle en kolay yazarak yüzleşiyor. Sadece yüzleşme mi?
Elbette hayır! Hayatımıza anlam katan yazmaya değer o kadar çok güzellikler, birlikte aşılan yollar, yoldaşlar, dostluklar var ki...
Bu dostluk kapısını aralayan KİHEP, Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı oldu. Samimi, güvenilir, güzel dostluklar kurduk. 2012 yılında katıldığım KİHEP ile olaylara farklı pencereden bakmaya başladım. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği, Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Şiddetle Mücadele Grubu olarak yaptığımız hak temelli çalışmalarla da, kız kardeşler sevgi bağımızın gücünü ve dayanışmanın önemini bir kez daha anladım.
Karabağlar Kent Konseyi olarak gerçekleştirdiğimiz Kız Kardeşler Öykü Buluşması Projem ile kız kardeşler sevgi ve dostluk bağımız katlanarak arttı ve hâlâ devam ediyor.
Kadın öyküleri yazmaya, 2017 yılında Karabağlar Kent Konseyi ve Kadın Yazarlar Derneği’nin ortak projesi olan, “Toplumsal Cinsiyet Penceresinden Okumak-Yazmak” atölyesinde başladım. Bu atölye sonunda ortaya çıkan Denizi Görmeyen Kadınlar (Karabağlar Kadınlarından Öyküler) isimli kitap Işılay Saygın Yılın Işıldayan Projesi yarışmasında birincilik kazandı ve içinde emeğim olan bu kitapla kadın öyküleri yazma merakım daha da arttı.
Yazmak tarihe bir not düşmek çok önemli, yoksa iki kuşak sonra unutulup gideceğiz. Oysa bizler varız ve acısıyla tatlısıyla bu hayatın içindeyiz.
Ben de hem kendi içsel yolculuğum hem de yazmış olduğum Karanfil Kokulu Kadınlar öykü kitabımla tarihe bir not bırakmış oldum.

Herkes gibi benim de çok zor zamanlarım oldu elbette. Her şeyin bittiğini düşünüp yarınlara dair umutlarımı yitirdiğim zamanlarda ailem hep yanımdaydı ve elimi hiç bırakmadılar. Onların yanında beni benden daha çok düşünen, güçlerini gücüme katan dostlarımın varlığıyla da çoğaldım, direncim arttı. Ayrıca şiddete karşı duvar olabilmek adına canla başla mücadele eden, korkmadan elini taşın altına koyan yüzlerce arkadaşımın mücadelesi de inancımı ve umudumu yeniden yeşertip yaşama bağladı. Bugün hayattaysam ve Karanfil Kokulu Kadınlar kitabımı elimde tutuyorsam bu güç birliğinin sonucudur.

Funda Özdemir’den ‘Karanfil Kokulu Kadınlar’

Sülbiye YILDIRIM      

Yaşadığımız çağda, bilimsel gelişmelerin ışığında büyük teknolojik atılımları o kadar kısa sürede yaptık ki, hızından başımız dönüyor. Belki de başımızın dönmesi aklımıza gelen, “Bütün bu gelişmelerden ne kazandık?” sorusudur.
Yanıt olarak, dünyada yoksulluk kalmadı, eşitsizlik yok oldu, çocuklar iyi besleniyor, savaşlar durdu, artık kimse yabancı diyarlara göçmek zorunda kalmıyor, açlık denen büyük sorunun esemesi bile okunmuyor,
barınma, sağlık, konut, eğitim alanındaki bütün sorunları çözdük, ‘sorun’ denen kavramı hepten unuttuk gitti desek; hatta ileri gidip, “İnsana yakışır bir dünyayı kurduk!” diye kocaman bir cümle kursak ne güzel olur değil mi?
Elinizde tuttuğunuz bu öykü kitabındaki öyküler, tam da kuramadığımız o dünyaya ayna tutuyor. Çözemediğimiz, süregelen bütün zorluklara ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına rağmen yaşama bağlanan, mücadele etmekten yılmayan, düşlerinden vazgeçmeyen kadınların öykülerini yansıtıyor. Her biri buram buram karanfil kokan, yüreği kocaman kadınların öykülerini, içlerindeki çocuğu öldürmeyen, sıkıldıklarında türkülerin gücüne sığınan, düştükleri yerde birbirlerine el veren kadınların öykülerini yansıtıyor sırlı dünyasından aynamız.
Funda Özdemir, aynanın arkasından, duru dili, akıcı anlatımıyla her bir karanfilin kokusunu yüreğinizde duymanız, mücadeleye sizin de bir taş koymanız için çağrı yapıyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar