"Çaresizim" ve Fatoş Özgül

“ÇARESİZİM” VE FATOŞ ÖZGÜL
Süleyman ÖZEROL

“Çaresizim” türküsü her ne kadar Musayip Temuroğlu’na ait olsa da ben onu Fatoş Özgül ile özdeşleşmiş olarak düşünüyorum. Öyle içten ve feryat edercesine bir söyleyişi var ki tamamen duyumsayarak söylüyor. Malatya’da görüştüğüm Musayip Temuroğlu da aynı düşüncede olduğunu belirtmişti. Hatta 22 Aralık 2011 günü türkünün sözlerini kendisinden almıştım.

O dost yine bana sitem yollamış
Unutmuşum diye küsmüş ağlamış
Zalim gurbet yollarımı bağlamış
Ama neydem çaresizim
Zalim eller çaresizim
Neydem eller kimsesizim


Çok istedim tutamadım elini
Öpemedim siyah zülfün telini
Felek yedi yerden kırdı belimi
Ama neydem çaresizim
Zalim eller çaresizim
Neydem eller kimsesizim


Aldı beni benliğimi götürdü
Takatimi dermanımı bitirdi
Müsayip’im can dostları yitirdi
Ama neydem çaresizim
Zalim eller çaresizim
Neydem eller kimsesizim


Hem hemşerimiz oluşu hem de türkü dostu oluşu nedeniyle Almanya’da yaşayan Fatoş Özgül ile tanışmak istedim ve 16 Eylül 2010 günü kendisi ile telefonla görüşerek yaşamöyküsünü derledim.

FATOŞ ÖZGÜL

Malatya’nın Karaca köyünde bir çiftçi ailenin altı çocuğundan en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi Fadime, babası İbrahim’dir. Küçük yasta babasını kaybedince 1972 yılında ablası tarafından Almanya'ya götürüldü. Burada meslek okulunu bitirdikten sonra bir fabrikada çalışmaya başladı. Almanya’da Stutgart kentinde yaşamını sürdürmektedir.

Henüz ilkokul ikinci sınıfta etkili sesiyle okuduğu duygu yüklü şiirleri öğretmeninin ve dinleyenlerini etkileyen Fatoş Özgül, geleneksel etkinin yanında ağabeyi Gazi Özgül ile akrabası sanatçı Cemal Öztaş’tan etkilenerek halk türkülerine ilgi duydu. Bağlama çalmayı öğrenmesi çevresince hoş karşılanmayınca gitar alarak çalmak istedi, ona da izin verilmedi.

Almanya’ya gittiğinde Stutgart Türk Konsolosluğu Korosunda, Türk Sanış Korosunda müzik yaşamını sürdürdü. Buradaki etkinliklerinde Erdal Erzincan ile tanıştı ve ondan destek gördü. Güler Duman’da şan dersleri aldı. Bunun ardından birlikte konserlerde profesyonel olarak sahne almaya başladı.

Yöre türküleri ağırlıklı olmak üzere okuyor. “Özlem, hasret, yoksulluk, gariplik türküleri seçimi yapıyorum. Bunları okuyorum daha çok” diyor. Halk ozanlarının yapıtlarını severek okuduğunu bildiriyor.

Yurtdışında Almanya, Fransa ve İsviçre’de; yurtiçinde İstanbul, Malatya, Mersin, Diyarbakır gibi kentlerde sahneye çıktı. TRT, Star, ATV, Güneş TV, Yol TV, Su TV, Cem TV, TVT televizyonlarında programlara katıldı.

Çalışmaları ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu. 


“Sebahat Akkiraz’ın okuduğu türküleri örnek aldım. Onu taklit etmedim, kendi çizgim var. Kimsenin taklidini yapmam. Almanya’da Muharrem Temiz ile tanıştık, konserlere katıldık. 2007 yılında Arguvan türkü festivaline katıldığımda Hürriyet Gazetesinde, “Fatoş Özgül Arguvan’ı salladı” başlığı altında haber yapılmıştı. Bağlamayı Kubilay Tatar çalmıştı…” 

2004 yılında Ali Ekber Çiçek’in desteğiyle “Üzme Gülüm” albümünü çıkardı. Ali Ekber Çiçek’ten oldukça destek gördüğünü ise şöyle belirtir:

“Ölümünden iki yıl önce bana bağlama çaldı. Kimseye çalmamıştım, sana çaldım” dedi. Bana şunları söylerdi: “Bize layık ol, kendine dikkat et kara kız.” Yanımızdakilere de; “Ölürsem bu kıza sahip çıkın” derdi.
“Günümüzde türkülerin durumuna üzülüyorum. Herkes bir türlü okuyor. Olduğu gibi okunmuyor. Türküleri okuyanlar ne anlattığını bilmiyorlar. Yorum farklılığı, sözlerin değiştirilmesi olumsuz etkiliyor. Türkünün özü verilmeli. Muharrem Temiz, Güler Duman, Arif Sağ gibi sanatçıların etkisi ile bir süre devam edecektir. Yeni nesil şu an bizi dinliyor. Halk dinleyince işte bu demeli...”


Bir başka yazımızda Fatoş Özgül'ün kendi kaleminden anlatımına ve daha başka konulara değineceğiz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar