Mestan Ali
Mestan
Ali
Süleyman ÖZEROL
“Mezirme’ye Keskin’den gelen Başağa’nın Alağa (Ali
Ağa), Abidin Ağa ve İpşir Ağa adlı üç oğlu vardır. Bunlardan Alağa ölünce
Abidinağa Alağanın Göllerdeki arazisine çift koşar. Bunun üzerine Abidin Ağanın
oğlu Hasan Ağa babasının bu davranışına kahırlanır, hatununu da yanına alarak
köyü terk eder...”
Şiirdeki güzergâhta geçen yer adları Hekimhan
topraklarından Sivas topraklarına geçildiğini göstermektedir. Hafik’in Karabel
köyüne gittikleri öne sürülür. Bu olayı öyküleyen şiiri Ballıkaya’da yıllarca
muhtarlık yapmış olan Yusuf Ağanın (Yusuf Öztürk) 1966 yılında Almanya’ya giden
mektup kasete okuduğunu yakın zamanda öğrenmiş bulunuyoruz.1
Diğer yandan şiirin, Yemenli Abidin’in Eymir nahiye
müdürlüğü zamanında sahte dedelerin çoğalması ve dedelik kurumunun yozlaşması
üzerine sıkı takibi sonucu bazı dedelerin Mezirme’den göçmesi üzerine
yazıldığını öne sürenler de var. Yemenli’nin Osmanlı memuru olduğu düşünülürse
bunu savın gerçek payı olsa gerek…
Yaylasından
göç eylemiş dedeler
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Üssüz kalmış
ağ suğaklı odalar
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Yalan olmuş
gerçeklerin dediği
Üssüz kalmış
ağaların gediği
Mahşer yeri
olmuş Gayren Gediği
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Göçünü
yükletmiş gider ılgara
Asla
bulamadım derdime çare
Göçün öğü
vardı Çanakpuğar’a
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Göçünü yükletmiş
gider azıya
İlaç m’olur
yazılan da yazıya
Göçün öğü
vardı kondu Çırzı’ya
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Yılgınlı’dan
geçiriyi göçünü
Eser yeller
dağıdıyı saçını
Ecel yol
eylemiş bahçan içini
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Çapıtlı’da
eğerlemiş atını
Deveye
bindirdi Zeynep Hatını
Arz eylemiş
gider beylik katını
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Aştı getti
Çapıtlının bellerin
Gözüm yaşı
yol vermeyi sellerin
Şu
meclisinizin güzel hallerin
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Üzerin
varılan yollar devrilir
Nasıbımız
yaradandan verilir
Goca Çeki
nerde galmış görünür
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Püşeka ha
deli gönül püşeka
Dertli
bulamadım derdim deşesi
Getmiş
Mezirme’nin üç gül köşesi
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Mestan Ali bunu böyle söyledi
İnip aşkın
deryasını boyladı
Birisi söyledi bini ağladı
Hayıf beni
hay vah beni vah beni
Yusuf Öztürk, son dörtlüğün ilk dizesini okuduktan
sonra şöyle bir açıklama yapar; “Bunu
söyleyen de Mıhayıllı ha!”
Bu cümleden hareketle Ballıkaya, Mihail (Başkavak),
İğdir köyleri ve çevresinde araştırdığımız Mestan Ali’nin, Mulla Mustafa ile
aynı kişi olduğunu ve Başkavak köyünden Âşık Vahap Alkan’ın babası Ali’nin
dedesi olduğunu öne sürenler oldu. 2 Bunun dışında
hakkında sağlıklı bir bilgi edinemedik. Elimizde başka şiiri bulunmadığından
karşılaştırma yapamıyoruz. Bu nedenle hangi tarihler arasında yaşadığını da
belirtemiyoruz. Yusuf Öztürk’ün torunu Elif Öztürk, Kışta Kalanların Öyküsünde
yer alan şiirin Mesdan Ali mahlası ile okunduğunu söyler; ki bu kuşkuludur.
Ancak, Eymir’de nahiye müdürlüğü yapan Yemenli’nin
1825-1908 yılları arasında yaşadığını hesaba katarak Mestan Ali’nin bu
dönemlerde, Mezirme’de geçen olayı anlatımı nedeniyle de bu çevrede yaşamış
olacağını söyleyebiliriz.
1 Almanya’dan izine
gelen Abdullah ve Süleyman Öztürk kardeşler tarafından makara kasete
Ballıkaya’da kaydedilmiştir (1966). Kasetten çözümleme yapılarak yazıldı.1988 yılında Görüş gazetesinde 'Yenilenen köy Ballıkaya' yazı dizimizde yayınlandı.
2 Hüseyin TAKMAZ
(Hekimhan, 1937, İlkokul, Emekli; DT: 30 Eylül 2002 Başkavak Köyü), Mulla
Mustafa ile aynı kişi olabileceğini; Hüseyin ŞAHİN (Hekimhan, 1942, Çiftçi, DT: 22 Eylül 2003, Ballıkaya
Köyü), “Aşık Vahap Alkan’ın babası Ali’nin dedesi olduğu söylenir” der.
Yorumlar
Yorum Gönder