Türkiye’de Çingene Olmak




Türkiye’de Çingene Olmak 
Server Vakfının Çarşamba Sohbetleri programında Çingene Kültür Dernekleri Federasyonu Onursal Başkanı Araştırmacı Yazar Mustafa Aksu, Çingene toplumu hakkında bilinmeyenleri ve yanlış bilinen hurafeleri dile getirdi. Toplumumuzun çingenelere ön yargılı yaklaştığını vurgulayan Aksu, bu ön yargıyı yıkmak için yaptığı çalışmaları aktardı. Aynı konuyu değişik pek çok yerde yapılan toplantılarda da dile getirdi.

Toplumumuzun çingenelere olan tutumu sebebiyle birçok aşkın ve dostluğun noktalanmak zorunda kaldığını ifade eden Aksu, Düzce’de yaşanan bir hikayeyi şu sözlerle anlattı: “Çingene olmayan bir ailenin kızı bir çingene delikanlısına aşık oldu. Çingene delikanlısı da kıza aşık oldu ve evlenmek istediler. Kızın ailesi bir çingeneye kız vermek istemediği için bu evliliğe izin vermedi. Kızcağız evlerinin ikinci katındaki pencereden kendini atarak intihar etti.” Aksu, kendi yeğeninin başından geçen olayı ise şu sözlerle ifade etti:” Benim yeğenim İstanbul’da bir iş adamı. Çingene olmayan bir hanım ile evlendi. Eşi evliliklerinin 18. yılında yeğenimin çingene olduğunu öğrenmiş. Öğrenir öğrenmez de o panikle müftüye gitmiş. Müftüye eşinin çingene olduğunu öğrendiğini ve 3 çocukları olduğunu anlatmış. Müftü eşinin namaz ve oruç ibadetleri yerine getirip getirmediğini sormuş. Yeğenim namazını da kılar, orucunu da tutar. Müftü bunları öğrenince evliliğine devam et demiş.”
Aksu, kendi evlilik hikayesini ise şu sözlerle anlattı: “Ben de çingene olmayan bir kız ile evliyim. Benim evleneceğimi öğrenen memleketimden bir arkadaşım nişanlıma bir mektup yazmış imzasız ve isimsiz. Mustafa buranın çingene ailelerinden birinin oğlu ben bir Müslüman olarak seni uyarmak için yazıyorum sakın ha çingene Mustafa ile evlenme yazmış. Benim nişanlım çingene olduğumu biliyordu ama annesinin ve babasının bilmesine gerek duymamıştık. Mektup önce babasının eline geçmiş babası da o mektubu bana yollayıp altına bana cevap ver bu doğru mu diye yazmış. Ben de cevabımda bana çingene demişler hırsız, casus, yalancı dememişler sadece çingene demişler öyle ya ben de çingeneyim zaten diye yazdım. O günden sonra bu konu tesadüfi de olsa hiç açılmadı. Evliliğimizin 61. Yılına girmek üzereyiz.”
Ben olsam ne yapardım diye sormak lazım diyen Aksu, kimsenin annesini de babasını da etnik kökeni de seçme hakkı olmadığını belirtti. Aksu, üstünlüğün sadece takvada ve dürüstlükte olduğunu vurguladı. Bu sebeple etnik kökenlerin suçlanmasının yanlış olduğunu dile getiren Aksu, “Suçlar bireyseldir” dedi. Çingenelerin gayrimüslim olarak görülmesinin çok büyük bir yanlış olduğunu ifade eden Aksu, birçok din adamının bile çingeneleri gayrimüslim olarak kabul etmesinin önüne geçmek istediğini anlattı. Sözlüklerde çingeneler için, hırsız, arsız, çığırtkan gibi birçok aşağılayıcı ifade bulunduğunu belirten Aksu, bu tabirlerin değişmesi gerektiğini vurguladı.
Sadrazam Talat Paşa, Başbakan Yardımcılığı yapmış Atilla Karaosmanoğlu, Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Bilim adamı İsmet Giritli, Muğla’da valilik yapmış Lale Aytaman, Türkan Şoray, Sibel Can, Muazzez Ersoy, Ebru Gündeş, Adnan Şenses, Orhan Gencebay gibi birçok ünlü ismin çingene olduğunu sözlerine ekledi. Türkiye’de Çingene Olmak isimli kitabında bu ünlülerin isimlerini yazdıktan sonra olumlu ve olumsuz tepkiler aldığını belirten Aksu, olumsuz tepkilerin mahkeme salonlarına kadar uzandığını aktardı. Aldığı olumsuz tepkilerin ardından Türkan Şoray’ın arayıp kendisini tebrik ettiğini söyleyen Aksu, Şoray’ın sözlerini şu sözlerle anlattı: “Neden beni telefonunuzda çingene diye tanıtıyorsunuz diye aramadım. Ben size teşekkür etmek için aradım. Ben sizi kutlamak için aradım. Ben size başarı dilemek için aradım.” Bu üç cümle beni çok gururlandırdı diyen Aksu, Türkan Şoray’ın telefon görüşmesinde ve sonraki yüz yüze görüşmelerinde “Ben çingeneyim” ya da “Ben çingene değilim” demesini bu ayrıma dahi girmeye gerek duymamasına bağlayarak sözlerine son verdi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar