İLKAN SAN: ŞARKILARIN ŞAİRİ…





İLKAN SAN: ŞARKILARIN ŞAİRİ
İlkan San İle Tanışmam ve Sanatı İle İlgili Kısa Bir Değerlendirme

Süleyman ÖZEROL
Araştırmacı-Gazeteci

İlkan San’ı dün arayarak görüşmek istediğimi bildirdiğimde, “yarın uygun olur” demişti. Öğlene doğru evden çıktığımda önce İbrahim Demirel ile ilgili yazımın yayınlandığı Görüş gazetesini Ayla Demirel’e gönderdim. 10 kuruşluk gazetenin il içi posta ücreti 40 kuruş!
Necatibey Caddesinde ilerlerken hemen önünden geçtiğim Kalkınma Bankasında çalışan Mustafa Toy’a rastladım. “Gel bir kahve içelim” dedi koluma yapışarak. İçeride Halis Berktaş ile de karşılaştık. Bulundukları yerde genellikle kızaktakiler varmış. Hekimhanlı birisi ile de konuştuk. Kahve ve çayla birlikte bir saate yakın söyleşimiz oldu. İlkan San’ı arayarak Necatibey Caddesinde olduğumu, yarım saate kadar yanında olacağımı söyledim. Akay Caddesinde 25/4 adresinde dernekte olduğunu söyledi.
Mustafa Bey, Halis Bey ve arkadaşları ile vedalaşarak indim, Necatibey’den Kumrular’a, oradan Güven Parka, Atatürk Bulvarından ilerleyerek Akay Caddesine ulaştım. Caddenin sol yanında 25 numaraya ulaştım. Numaraya baktığımda 'Müzisyenler Sendikası' yazıyordu. İçeri girdiğimde beni İlkan Beyin bulunduğu odaya yönlendirdiler. İşte birçok sanat müziği bestesinin söz yazarı-şair karşımdaydı.
İlkan San’ı hep orta boya yakın, kilolu birisi olarak düşünmüşümdür. Oysa uzun boya yakın ve neredeyse benim gibi kilosuzdu. Kendimi tanıttım ve konuşmaya başladık. Çalışma alanlarımdan ve yöntemlerimden söz ettim. Malatyalı olan ve sanatın hemen her dalındaki sanatçılarla ilgili yaşamöykülerini geliştirdiğim anket formlarını uygulayarak düzenlediğimi, buna neden ağırlık verdiğimi anlattım. Bazı antoloji ve ansiklopedilerde bazı şairlere yer verilmediği konusunu gündeme getirdiğimde konuyu tartıştık. Bana verdiği belgeler arasında kendisinin hazırladığı bir yazıda sanatın ve sanatçının tanımını şöyle yapmış.
"Küçük, küçük parçalardan sanatsal bir bütünlük sağlayan ve bunları göze, kulağa, duygulara, düşüncelere en güzel, en kalıcı bir biçimde sunabilen kişinin yaptığı iş sanat, bu eseri yaratan kişi de sanatçı’dır.”
Malatya’da yayınlanan Geçmişten Günümüze Malatyalı Şairler kitabında yer alıp almadığını sorduğumda, olumsuz yanıt verdi. Kitabın hazırlayıcılarından Metin Özer’i aradım ve ona da aynı soruyu sordum. O da aynı yanıtı verdi ve bazı eksikleri olduğunu, benim de içinde yer alacağım yeni bir çalışmaya başladıklarını söyledi. Bir süre sonra Metin Özer aradı, İlkan Beye selam söyledi.
Müzisyenler Sendikası Başkanı Mehmet Bey ile tanıştırdı beni. Bir süre sanatçılar üzerine konuştuk. O da gitar çalarmış… Kendisinin yaşamöyküsü ile ilgili olarak hazırlamış olduğu bazı belgeleri bana verdi. Bunlarda kısa yaşamöyküsü, sanatçı olarak sahneye çıktığı yerler, hakkında yazılanlar vardı. Ben de anket formunu kendisine verdim, verdiklerinde olmayanları işaretledim. Eksik bölümleri hazırlayacak ve yeniden görüştüğümüzde alacağım.
Yalnızca sevda şairi sanmayın İlkan San’ı. Hemen her konuda şiirler yazmış, ancak şarkı sözü yazarı diye ünlenmiştir. Şiirlerinde hemen her konuyu işlemesine karşın sevda şiirleri ağırlıktadır. Şiirlerinden birçoğu bestelenmiş, 87’si çeşitli sanatçılarca plak ve kasetlere okunmuş, 115’i TRT denetiminden geçerek kaydedilmiş. 245’i de notalanmış durumda. Bu nedenle daha çok 'Şarkı sözü Yazarı' olarak bilinir. Çeşitli Sanatçılar tarafından okunan bestelenmiş; 'Gitmesin gözlerinden pırıl pırıl arzular' söz başlı 'Duas'ı, 'Dilerim Tanrı’dan gülmesin yüzün' söz başlı 'Beddua'sı ile 'Kimler Unutmadı ki?', 'Sevgimizin aşkımızın üstünden', 'Söyleme bilmesinler bu aşkın bittiğini', 'Sizden Biri' gibi diğer şarkıları orta yaş ve üzeri kuşakların hemen anımsayacağını sanıyorum.
İmgelerden uzak, şarkı söylermiş gibi, herkesin anlayacağı biçimde yazmış şiirlerini. Faruk Nafiz Çamlıbel, Orhan Seyfi Orhon, Bekir Sıtkı Erdoğan, biraz da Şemsi Belli kokar bazı şiirleri.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın 'Otuz Beş Yaş' şiirine benzek olarak yazdığı 'Gel gör ki' şiirinden birkaç dizeyi birlikte okuyalım.

Yitirdik neyimiz varsa güzelden yana
Bozuk para gibi harcıyoruz birbirimizi
Doğru olanı terk ettik, yanlışa saptık
Kardeş kanına buladık elimizi
Kimse kurtaramaz Tarancı, kimse bizi.


İşte, 'Adımız Garibandır' şiirinden bir dörtlük…

Sayılmayız adamdan adımız garibandır

Yatağımız bir şilte mekânımız bir handır

Bize fazla görürler çorba ile ekmeği

Haklı haksız atarlar bir tokat bir tekmeyi


Dörtlüğü iki beyit olarak da kabul edebiliriz. Çünkü bağımsız olarak da anlam taşır.

Sayılmayız adamdan adımız garibandır
Yatağımız bir şilte mekânımız bir handır
Bize fazla görürler çorba ile ekmeği
Haklı haksız atarlar bir tokat bir tekmeyi


Diğer yandan dikkat edilirse 14 heceli dörtlük, 7 heceli iki dörtlüğün birleşimi gibidir. Yine mani-tekerleme tarzındaki 'Vay Haline' adlı taşlama şiirinden bir dörtlük sunalım.

Çorbaya talim edenin
Namusu elden gidenin
Toprağa giren bedenin
Vay haline vay haline


İlkan San için Yahya Akengin, “İlkan ismi musiki ve şiirin ikizliğini çağrıştırır. Öyle sanıyorum ki kendisi mısralarını kaleme alırken hecelerin notalara paralelliği düşüncesinden bir türlü ayrılamıyor” der. Elbette ki şiir ile müzik hep iç içe olmuştur ve İlkan San bunun bilincindedir. Bu nedenle kendini öyle yönlendirmiştir. Onun içindir ki kendisi gibi birçok kişi onu, 'şarkı sözü yazarı' olarak nitelemiştir. Aslında, böyle bir sanat sanı yok. İlkan San, şairdir!
Bir zamanlar Ümit Yaşar Oğuzcan, Turhan Oğuzbaş, Şemsi Belli gibi şairleri seçkilerine, güldestelere, ansiklopedilere almayanlar olduğunu da anımsatarak 'Dua' şiirinin de tamamını okuyalım.

Gitmesin gözlerimden
Pırıl pırıl arzular
Eksilmesin yüzünden
O tebessüm, o bahar

Tanrı seni korusun
Kem gözlerden saklasın
Ağartmasın saçımı
Şu geçen zalim yıllar

Sen güzel bir kelebek
Sen nadide bir çiçek
Sana olan bu aşkım
İnan hiç bitmeyecek

Tuttuğun altın olsun
Gönlün neşeyle dolsun
Kader hep gülsün sana
Mutluluk gölgen olsun

Layıksın övülmeye
Layıksın sevilmeye
Seni üzüp ağlatan
Hasret kalsın gülmeye

Sen güzel bir kelebek
Sen nadide bir çiçek
Sana olan bu aşkım
İnan hiç bitmeyecek


İlkan San ile ilgili çalışmam sürmekte olup, Malatya dönüşümde tamamlanacaktır. O zaman yaşamöyküsünden ve hakkındaki konulardan da söz edeceğiz. (*)
_______________________

(*) 22 Nisan 2008 Salı, Ankara; Arguvan Yolu dergisinin 5. sayısından yayınlanmıştır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar