AŞIK MURTAZA (Murtaza TAKMAZ)









AŞIK MURTAZA (Murtaza TAKMAZ)

Süleyman ÖZEROL/Araştırmacı-Gazeteci

28 Kasım 2009 günü aramızdan ayrılan Murtaza Takmaz'ın anısına...

1937 yılında Hekimhan’ın Başkavak (Mihayil) köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu ve çiftçilikle uğraşmaya başladı.
Arguvan’ın Armutlu (Kuşu) köyünden olan dedesi Ali Rıza Efendi saz çalarmış. Onun yanına gide gele 7 yaşında iken cura çalmayı öğrenmiştir. Evleri baba damı (cem yapılan ev) olduğundan özellikle Ballıkaya köyünden gelen dede-âşıklar (Mustafa Kocaman, Yusuf Başaran, İmam Şahin gibi), 12 perdeli bağlamayı öğrenmesinde ve geliştirmesinde etkili olmuşlardır. Sivas-Yıldızeli’nden Âşık Ali Kurt, Hekimhan Çanakpınar köyünden Âşık Vahap Karadağ ve Ali Karabulut, İğdir köyünden Hacı Şahin, Arguvan Aşağı Sülmenli köyünden Kamber Bayram ile zaman zaman bir araya gelerek çalıp çağırmışlardır. Dedekarkınlı Yusuf Ağa, Ballıkayalı Haceli Dede zakirliğini yaptığı dedelerden bazılarıdır.
Deyiş çalıp çağırmayı hala sürdüren âşık, Yedi Âşıklardan, daha çok da Pir Sultan’dan okuyor. Pir Sultan ile zamanımızda Âşık Mahzuni en beğendiği halk ozanlarıdır. Bu konuda şunları söylüyor: “Âşık Veysel Mahzuni için ‘Zamanın Pir Sultanı’ demişti. Mahzuni öldüğünde üç gün ağladım…”
“Cem makamlarında pençeyi Kör Mustafa’dan aldım. Benden de Aytekin Takmaz cem yürütecek kadar öğrendi. Çocuklarımı (Nesimi, Hadi, Şahin, Ayhan) da yetiştirdim. Geleneği yürüten kim kaldı ki? Çevrede Ballıkaya’dan Mustafa Başaran ve Mehmet Çelik, İğdir’den de Hacı Şahin...“
Sevda, ayrılık, gurbet gibi konulardaki türküleri “Ağyar“; Ehlibeyt ve 12 İmamları konu alan deyişleri “Sağyar“ diyerek adlandıran Âşık Murtaza Takmaz, Arguvan türkülerinin ağyar grubunda yer aldığını, bu türkülerin kendine özgü özellikler taşıdığını, zaman zaman bunları da çalıp çağırdığını belirtiyor.
Başkalarının deyişlerini ve şiirlerini değiştirerek söyleyenlerin, mahlasları okumayanların ya da yerine başka adlar koyanların davranışlarını “büyük hata“ olarak değerlendiriyor. Kendi sesi ve sazını beğendiğini, ancak değerlendiremediğini, bir zamanlar Almanya’ya bile götürülmek istendiğini, gitmediğini; yarım yüzyıla ulaşan âşıklık serüveninin kendi yöresinde kaldığını, çemberi kıramadığını; “Sesimi duyurmak istediğim halde duyuramadığım içimde bir ukde olarak kaldı“ diyerek dile getiriyor.
*

SORUN AĞAMI


Babam Murtaza Takmaz için...

Serviye benzerdi o uzun boyu
Dünyada yoğudu o güzel huyu
Dikenli'de içmiş en güzel suyu
Mezirme İğdir'den sorun babamı
Mıroğlar Çeki'den sorun ağamı

Bağlama diyorlar karadüzene
Yürek dayanır mı onun sözüne
Bir karış çocuğun iner özüne
Kuşu'dan Bozan'dan sorun babamı
Yağca'dan Palaz'dan sorun ağamı

Kalp ağrısı ona bahane oldu
Dikenli düzleri dikenle doldu
Kara toprak onu erkenden buldu
Şahiner Hadi'den sorun babam
Nesimi Ayhan'dan sorun ağamı
 

 
Şahiner TAKMAZ
26 Kasım 2009

* Yaşamı ve düşünceleri ile ilgili bilgiler 30 Eylül 2002 tarihinde Başkavak köyünde tarafımdan kendisinden derlenmiştir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar