Âşık Mahzuni ve İki Anma
Âşık Mahzuni ve İki Anma
Süleyman ÖZEROL
Ülkemizdeki sağ düşüncelilerin altmışlı yıllarda dini siyasete ve ticarete alet etme davranışları günümüzde de sürüyor. Ancak bazıları o zamanlarda solcuların savunduklarını günümüzde savunarak, savunmaya çalışarak ya da savunuyor görünerek değişim göstermekteler.
Özellikle Amerika, İsrail ve Filistin konularındaki tutumları önemli örnekleri oluşturuyor. Altmışlı yıllarda “Tam Bağımsız Türkiye” ideali ile hareket eden ve Filistin halkının yanında yer alarak İsrail’e’ karşı savaşan devrimcileri düşman ilan eden, yok etmeye çalışan, kısacası bir kaşık suda boğmak isteyenler bugün hepten Filistinci kesilmişler. Burada karşımıza ne çıkıyor? Ülkemizdeki bazı sağ gruplar, soldan yarım yüzyıl geride hareket ediyor. Üstelik kin ve nefret söylemlerinden ve de eylemlerinden de vazgeçmiyor.
İşte yarım yüzyıl öncesi ortamında sesini duyuran ozanlardan biri de Âşık Mahzuni Şerif idi. Dönemin kavgacı ozanı Âşık İhsani gibi slogancı değildi ve özellikle yetmişli yıllardaki yapıtları ile ozanlık geleneğinin yaşatılmasında işlevini yerine getirdi.
Âşık Mahzuni, Vietnam Savaşına da gönderme yapıp Kıbrıs Çıkartması döneminde “Amerika Katil” diyerek eleştirisini yapar.
Devleti devlete çatar
İt gibi pusuda yatar
Kan döktürür silah satar
Amerika katil katil
Bu sıralarda Urfa merkezde görev yapıyordum. Vatan Caddesinin sol başından ikinci dükkân müzik ile ilgili bir iş yeri idi. Hemen her gün piyasaya yeni çıkan “Parsel parsel eylemişler dünyayı”, “İşte gidiyorum çeşmi siyahım” plakları çalınır, sesler uzaklara kadar yayılırdı. Gaziantep yolundaki yeni açılan kahvede de “Hızlı hızlı giden yolcu” plağını dinlemeye gitmiştik bir gün. Burada Âşık İhsani’nin ”Üç kişi bir tabuttayız” plağı da çalınıyordu.
Biraz daha zaman geçti, adına Milliyetçi Cephe denilen hükümetler döneminde zindanlarda çürütülmeye çalışılan Âşık Mahzuni’nin süreçte başına çok işler geldi. O ise gençlere şöyle sesleniyordu:
Boşa dövüşmeyin bizim yiğitler
Sizi vuranlar vurulmuyor ki
Kim bilir nerede hangi koltukta
Kömürde tarlada yorulmuyor ki
Derken 12 Eylül ve sonrası…
Âşık Mahzuni geleneğin önemli bir temsilcisi olarak uğraşını sürdürdü. Ozanların örgütlenmesinde yer aldı. Halk Ozanları Kültür Derneğinin başkanlığını yaptı. Yapıtları pek çok sanatçı tarafından okundu, hakkında kitaplar yazıldı. Adına dernek kuruldu, Mahzunice adıyla dergi çıkarıldı.
Danışma kurulu üyesi bulunduğum Halk Ozanları Kültür Derneğinin onursal Genel Başkanı olup, salonumuzun adı da ‘Âşık Mahzuni Salonu’dur.
Aşk Mahzuni’nin aramızdan ayrılışının yıldönümünde Anlkara’da iki anma programın katıldım. Kısaca bu programlardan da söz etmek istiyorum.
HEKDER Anma Programı
Özellikle Amerika, İsrail ve Filistin konularındaki tutumları önemli örnekleri oluşturuyor. Altmışlı yıllarda “Tam Bağımsız Türkiye” ideali ile hareket eden ve Filistin halkının yanında yer alarak İsrail’e’ karşı savaşan devrimcileri düşman ilan eden, yok etmeye çalışan, kısacası bir kaşık suda boğmak isteyenler bugün hepten Filistinci kesilmişler. Burada karşımıza ne çıkıyor? Ülkemizdeki bazı sağ gruplar, soldan yarım yüzyıl geride hareket ediyor. Üstelik kin ve nefret söylemlerinden ve de eylemlerinden de vazgeçmiyor.
İşte yarım yüzyıl öncesi ortamında sesini duyuran ozanlardan biri de Âşık Mahzuni Şerif idi. Dönemin kavgacı ozanı Âşık İhsani gibi slogancı değildi ve özellikle yetmişli yıllardaki yapıtları ile ozanlık geleneğinin yaşatılmasında işlevini yerine getirdi.
Âşık Mahzuni, Vietnam Savaşına da gönderme yapıp Kıbrıs Çıkartması döneminde “Amerika Katil” diyerek eleştirisini yapar.
Devleti devlete çatar
İt gibi pusuda yatar
Kan döktürür silah satar
Amerika katil katil
Bu sıralarda Urfa merkezde görev yapıyordum. Vatan Caddesinin sol başından ikinci dükkân müzik ile ilgili bir iş yeri idi. Hemen her gün piyasaya yeni çıkan “Parsel parsel eylemişler dünyayı”, “İşte gidiyorum çeşmi siyahım” plakları çalınır, sesler uzaklara kadar yayılırdı. Gaziantep yolundaki yeni açılan kahvede de “Hızlı hızlı giden yolcu” plağını dinlemeye gitmiştik bir gün. Burada Âşık İhsani’nin ”Üç kişi bir tabuttayız” plağı da çalınıyordu.
Biraz daha zaman geçti, adına Milliyetçi Cephe denilen hükümetler döneminde zindanlarda çürütülmeye çalışılan Âşık Mahzuni’nin süreçte başına çok işler geldi. O ise gençlere şöyle sesleniyordu:
Boşa dövüşmeyin bizim yiğitler
Sizi vuranlar vurulmuyor ki
Kim bilir nerede hangi koltukta
Kömürde tarlada yorulmuyor ki
Derken 12 Eylül ve sonrası…
Âşık Mahzuni geleneğin önemli bir temsilcisi olarak uğraşını sürdürdü. Ozanların örgütlenmesinde yer aldı. Halk Ozanları Kültür Derneğinin başkanlığını yaptı. Yapıtları pek çok sanatçı tarafından okundu, hakkında kitaplar yazıldı. Adına dernek kuruldu, Mahzunice adıyla dergi çıkarıldı.
Danışma kurulu üyesi bulunduğum Halk Ozanları Kültür Derneğinin onursal Genel Başkanı olup, salonumuzun adı da ‘Âşık Mahzuni Salonu’dur.
Aşk Mahzuni’nin aramızdan ayrılışının yıldönümünde Anlkara’da iki anma programın katıldım. Kısaca bu programlardan da söz etmek istiyorum.
HEKDER Anma Programı
HEKDER (Hacıbektaş Eğitim Kültür Derneği), 16 Mayıs 2018 günü saat 13.30’dan itibaren İzmir Caddesinde bulunan dernek binasında düzenlediği programda türkülerini seslendirerek Âşık Mahzuni’yi andı.OZAN DER Yönetim Kurulu Üyesi Esen Aydın yönetiminde çalışmalarını sürdüren HEKDER Semah Deyiş Topluluğu Eren Deniz Aydın, Radi Sefa Erdem ve Hasan Tiltak’ın bağlamaları Deniz Erdem’in ritim sazı eşliğinde Âşık Mahzuni’nin; “İşte gidiyorum çeşmi siyahım”, “Beni yücelerden seyreden dilber”, “Yüzü Nursuz”, “Karlı dağlar kara bulut içinde”, “Parsel parsel eylemişler dünyayı”, “Ben de bir insanoğluyum”, “Zevzek”, “Mevla’m gül diyerek iki göz vermiş”, “Kanadım değdi sevdaya”, “Yuh Yuh”, “Zalim”, “Kirvem”, “Hele bak saçlarıma kar yağdı”, “Bu yıl benim yeşil bağım kurudu”, “Boşu Boşuna”, “Darıldım Darıldım”, “Sarı Saçlım Mavi gözlüm nerdesin” türkülerini solo ve koro olarak seslendirdiler.
OZAN DER Anma Programı
OZAN DER (Halk Ozanları Kültür Derneği), 19 Mayıs 2018 günü saat 13.30’dan itibaren Adakale sokak’ta bulunan dernek binasında Âşık Mahzuni Salonu’nda düzenlediği programda Âşık Mahzuni’yi andı.Başkan Kenan Şahbudak’ın açış konuşmasından sonra Aşık İsmail İpek Aşık Mahzuni ile ilgili anılarını anlattı. Daha sonra Ferhat Durmuş, İsmail Nar, İ. Cem Erseven, Ümit Özdizlekli, Ali Ballıktaş, İlhami Polat, Selahattin Dündar, Kamber Nar, Songül Yılmaz, Tevriz Çiçek, Halil Elveren, Aysel Çiçek, Süleyman Özerol, Kamber Gürbüzdal, Murat Güvendik, Songül Dündar, Hüseyin (?), Günay Aktaş ve Kenan Şahbudak konuşmalar, şiirler ve türkülerle Âşık Mahzuni anıldı.
Yorumlar
Yorum Gönder