Hasan Karaca; “Sevemiyorsanız, Bir Şey Üretemezsiniz…"




Hasan Karaca; “Sevemiyorsanız, Bir Şey Üretemezsiniz…"

Hasan Karaca Kimdir?

1947 yılında Hekimhan’da doğdu. Vahap ve Elif oğlu olup, ilkokulu Hekimhan Güvenç Köyü İlkokulunda okudu. Akçadağ İlköğretmen Okulu ve Anadolu Üniversitesini bitirdi. İzmir, Yozgat ve yine İzmir’de görev yaptı. 1994 yılında emekli oldu. Balıkesir Ayvalık’ta yaşıyor…
Türk Halk Müziği ve Sanat Müziği ile ilgileniyor. On bir yaşında mandolin çalmayı, on beş yaşında bir öğretmenine özenerek bağlama çalmayı öğrendi. Malatya, İç Anadolu ve Ege ağırlıklı olmakla birlikte hemen her yörenin müziğini severek ilgileniyor, çalıp söylüyor. Ayvalık derneklerinde eğitim alıp, konserler veriyor. “Kara Saçlım, “Evlerinin Önü Asma”, “Gördüm Seni Hekimhan'da” gibi beste çalışmaları var…
Âşık Veysel, Davut Sulari, Neşet Ertaş gibi sanatçılar başta olmak üzere yaşayan yazar ve şairleri takip ediyor. Bulunduğu yerlerde araştırma ve derleme çalışmaları yapıyor.
İlkokul yıllarından beri şiir yazıyor. Ölçülü şiirlerinde adını mahlas olarak kullanıyor. Bazı şiirleri bölgesel ve bir ulusal gazetede yayınlandı. Şiirlerinde aşk sevda, ülkemiz, doğa ve inançlarımız vardır. Şiirlerini internet ortamında yayınlıyor. Şiir ve öykü kitaplarının basımı hazırlıklarını yapıyor.
Spora ilgi duyarak, yirmi yıl amatör futbol oynadı.
Müzik ve şiir sanatı ile ilgili olarak şunları söylüyor.

“Sevemiyorsanız, Bir Şey Üretemezsiniz…”

“Yıldıray Çınar'la büyüdük, Nida Tüfekçi, Ahmet Gazi Ayhan ve pek çok güzel sanatçıları sevdik, izledik… Okul ve belediye etkinliklerine katıldım. Belediyelerin sanatla ilgili derneklerinde yararlanıyoruz. Zaman zaman şiir ve müzik dinletilerine katılıyoruz. Beni takip eden gençler ve öğrencilerim var.
Rahmetli Neşet Ertaş, “Bir türkü söyleyen olursa yanına çök, zarar gelmez; çünkü kötülerin türküsü yok” derdi. Hekimhan'ın insanı da doğuştan duyguludur. Ağıtlar türküler her yerde söylenir.
Bir ülkenin insanlığın temeli kültürdür. Bir ulusun kültürü yoksa o insanlar sadece yemek yiyordur fazla yaşayamaz. Sevmeyen insan, sadece besin alan bir canlıdır. İnsan düşünen sosyal bir canlıdır. İnsan sevecek, sevilecek, çalacak, çığıracak ve yaşamdan hoşlanacak. Durum böyle değilse beyindeki sadece yeme merkezi çalışır. O zamanda da diğer canlılardan farkımız kalmaz.
Ülkemizde geniş çaplı çalışmalar yapılmaktadır. Çok usta sanatçılar üniversitelerde güzel çalışmalar yapıyorlar. Her yön araştırılıyor. Az da olsa aslından uzaklaşma yozlaşmalar da vardır. Yeni bestelerde çok basit tümce ve sözcükler de bulunmaktadır. Tabiî ki her şeyden önce sevme olayı vardır. Sevemiyorsanız, bir şey üretemezsiniz. Karacaoğlan ve diğer ozanlar sevmeseydi hiç bir şey üretemezlerdi. Sevmek güvenmektir.
Gençlere güzel şiirlerle onlara yaşamı sevdirmeli. Sanatın önemini ve onlarında sanatla uğraşmalarını sağlamalı.”

Ağladım


Sanatçı hemşehrimiz Ahmet Satılmış’a benzek…

Yıllar sonra gittim doğduğum yere
Etrafıma baktım baktım ağladım
Görünce dert kattım derdime
Zurbahan’a bakıp bakıp ağladım

Çocukluk, gençlik hep gitti seneler
Yıkılıp gitmiş çok komşu haneler
Kuruçay kurumuş, akmaz dereler
Hekimhan’a geldim durdum ağladım.

Okul arkadaşlarım pir ihtiyar
Oralarda ne dost kalmış ne de yar
Bu gidişle mutlu olmak çok mu zor
Köyleri gezince durup ağladım.

Şehirlere göçüp hep kul olmuşlar
İçten dostları yok hep el olmuşlar
Geçinmek zordur kuru dal olmuşlar
Onları görünce durup ağladım.

Yaban elde kayıt olmuş derneğe
Zor görünür muradına ermeğe
Kanal boyu gezip çıktım Kerneğe
Malatya’ya baktım baktım ağladım.

Gittikçe batıyor şehirler, köyler
Karnı toklar, gariban açmış neyler
Hasan’ım hep dertli mi söyler
Hekimhan’a dönüp dönüp ağladım.


(2 Haziran 2017 tarihinde kendisinden derlendi)

Yorumlar

Popüler Yayınlar