MUSTAFA DELİOĞLU; Kadın, Kedi, Kitap ve Kırmızı…
MUSTAFA DELİOĞLU; Kadın, Kedi, Kitap ve Kırmızı…
Ve bugün 28 Ağustos 2025 Perşembe; okuduğum pek çok kitabın kapak ressamı
Mustafa Delioğlu aramızdan ayrıldı. Onu bir anı yazımla saygıyla anıyorum...
Süleyman ÖZEROL
İncirli’den bir taziye yerinden döndüğümde Kızılay’da yeraltı trenine bindim ve Bahçelievler’de caddeye çıkarken şair ressam N. Nur Yılmaz’ı aradım, daha önce kendisini aradığımı, sergiye davet etmek istediğimi bildirdi. Ama sergi biraz sonra başlayacak dedim. Kendisi de sergilerinin bugün son günü olduğunu ve toparladıklarını söyledi. O sırada Orhan Akyürek yanımda yürüyordu. Konuşmam bitince merhabalaştık ve birlikte Galeri Sanatyapım’a gittik.
İçeride birkaç kişi vardı. Mustafa Delioğlu ile tanıştık ve bir süre konuştuk. İçerisi de kalabalıklaşmaya başladı. Gelenlerden bazıları tanıdıktı. İbrahim Demirel Arguvan Yolu Dergilerini getirdi. “Dergiyi kim çıkarıyor?” dedi Mustafa Delioğlu. Yazı işleri müdürü olduğumu söyledim. Demirel’in kitapları ile ilgili yazımı gösterdim. Demirel’in çektiği oradaki fotoğrafım üzerinde konuşuldu bir süre. Siyah beyaz ve renkli konusu da…
Delioğlu ile daha çok kitap kapaklarını konuştuk. Yetmişlerin başlarında Oluş yayınlarına kapak yapmış, daha sonra da Oda Yayınlarına. Erdal Öz ile Cem Yayınlarının arkadaş kitaplarına bir süre. Arkadaş Kitaplar’da Para Dolu Damacana (Truman Capote, 1976) kitabını resimlemiş ilk kez.
Maksim Gorki, Jack London ve daha birçok yazarın kitaplarının kapaklarını yapmış. Ümit Kaftancıoğlu’nun kitabını önemsiyor.
1500 kadar kitap…
İş Bankası’nın çocuklar için çıkardığı Kumbara dergisini resimlemiş yıllarca…
“Nasreddin Hoca Bir Gün” adıyla dört Nasrettin Hoca kitabı hazırlamış…
“Delioğlu” soyadı üzerine konuştuk Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Ayhan Şahin ile. O sırada Delioğlu da yanımıza geldi. Fuzuli’nin asıl adı Mehmet olduğu halde “gereksiz” anlamında bir adı kullandığını, Delioğlu’nun nasıl bir anlam taşıdığını sordum kendisine. Geleneksel açıklamayı yaptı elbetteki; atak, cesur, gözünü budaktan sakınmayan… Hani “delikanlı” denir ya…
Mustafa Delioğlu deyince hep yetmişli yıllarda okuduğum romanların kapak resimlerini anımsarım. Çünkü okuduğum kitapların birçoğunun kapağında onun yaptığı resimler yer alıyordu. Bazı çocuk kitaplarının kapaklarını yapan ve resimleyen de oydu.
Mustafa Delioğlu’na, resim bölümü öğretim üyesi olsaydım sizin kitap kapakları ve resimlemelerinizi tez konusu olarak verirdim dedim. Kaynakça oluşturup oluşturmadığı sorduğumda olmadığını söyledi. Bu konuda, Mehmet Ayhan Bey, “başkaları hazırlasın” demiştir dedi.
Delioğlu Abbas Sayar’ın Çelo romanını çok önemsediğini belirtti. Kokteylden sonraki dörtlü oturumumuzda, “Müthiş sarmıştı beni Çelo. Aksaray meyhanelerinin birinde “Abbas Sayar bu” dediler. Böylece de tanıştık…
Av. Ünsal Piroğlu, Mustafa Delioğlu’nun resimlerinde 3 K olduğunu söyledi. Ben ise bizim bildiğimiz 3 K Başka dedim. Kızılbaş, Komünist, Kürt… Mehmet Ayhan Beye söz ettiğimde ise, “4 K olacak, kırmızıyı unutmuş” dedi. Sayın Piroğlu ile zaman zaman söyleşilerimiz oldu.
İçeride birkaç kişi vardı. Mustafa Delioğlu ile tanıştık ve bir süre konuştuk. İçerisi de kalabalıklaşmaya başladı. Gelenlerden bazıları tanıdıktı. İbrahim Demirel Arguvan Yolu Dergilerini getirdi. “Dergiyi kim çıkarıyor?” dedi Mustafa Delioğlu. Yazı işleri müdürü olduğumu söyledim. Demirel’in kitapları ile ilgili yazımı gösterdim. Demirel’in çektiği oradaki fotoğrafım üzerinde konuşuldu bir süre. Siyah beyaz ve renkli konusu da…
Delioğlu ile daha çok kitap kapaklarını konuştuk. Yetmişlerin başlarında Oluş yayınlarına kapak yapmış, daha sonra da Oda Yayınlarına. Erdal Öz ile Cem Yayınlarının arkadaş kitaplarına bir süre. Arkadaş Kitaplar’da Para Dolu Damacana (Truman Capote, 1976) kitabını resimlemiş ilk kez.
Maksim Gorki, Jack London ve daha birçok yazarın kitaplarının kapaklarını yapmış. Ümit Kaftancıoğlu’nun kitabını önemsiyor.
1500 kadar kitap…
İş Bankası’nın çocuklar için çıkardığı Kumbara dergisini resimlemiş yıllarca…
“Nasreddin Hoca Bir Gün” adıyla dört Nasrettin Hoca kitabı hazırlamış…
“Delioğlu” soyadı üzerine konuştuk Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Ayhan Şahin ile. O sırada Delioğlu da yanımıza geldi. Fuzuli’nin asıl adı Mehmet olduğu halde “gereksiz” anlamında bir adı kullandığını, Delioğlu’nun nasıl bir anlam taşıdığını sordum kendisine. Geleneksel açıklamayı yaptı elbetteki; atak, cesur, gözünü budaktan sakınmayan… Hani “delikanlı” denir ya…
Mustafa Delioğlu deyince hep yetmişli yıllarda okuduğum romanların kapak resimlerini anımsarım. Çünkü okuduğum kitapların birçoğunun kapağında onun yaptığı resimler yer alıyordu. Bazı çocuk kitaplarının kapaklarını yapan ve resimleyen de oydu.
Mustafa Delioğlu’na, resim bölümü öğretim üyesi olsaydım sizin kitap kapakları ve resimlemelerinizi tez konusu olarak verirdim dedim. Kaynakça oluşturup oluşturmadığı sorduğumda olmadığını söyledi. Bu konuda, Mehmet Ayhan Bey, “başkaları hazırlasın” demiştir dedi.
Delioğlu Abbas Sayar’ın Çelo romanını çok önemsediğini belirtti. Kokteylden sonraki dörtlü oturumumuzda, “Müthiş sarmıştı beni Çelo. Aksaray meyhanelerinin birinde “Abbas Sayar bu” dediler. Böylece de tanıştık…
Av. Ünsal Piroğlu, Mustafa Delioğlu’nun resimlerinde 3 K olduğunu söyledi. Ben ise bizim bildiğimiz 3 K Başka dedim. Kızılbaş, Komünist, Kürt… Mehmet Ayhan Beye söz ettiğimde ise, “4 K olacak, kırmızıyı unutmuş” dedi. Sayın Piroğlu ile zaman zaman söyleşilerimiz oldu.
“Mustafa Delioğlu 4 K Resim Sergisi, 10 Mayıs-28 Mayıs 2010, Açılış kokteyl: 10 Mayıs, Pazartesi, Saat: 18.00-20.00”
Davetiye kartına dikkat etmemişim demek ki: Yaşamöyküsünü de davetiyeden okuyalım.
Mustafa Delioğlu
Mustafa Delioğlu
1946 yılında Erzincan’da doğdu. Çocukluk yıllarında tanıştığı resim sanatı, daha ilk andan itibaren sonu olmayan bir tutkuya ve yolculuğa dönüştü. Sanatında kendi tarzını oluşturdu ve ısrarlı bir tavırla savundu. Çalışmalarında Doğu ve Batı sanatını kendi özgün tarzı içinde birleştirdi.
Resmi kendisini ve fikirlerini canlandırma sebebi ve aracı olarak gördü. Bu düşüncesi, onu sürekli denemelerle sanatını yenilemeye ve yenilendikçe üretme döngüsüne yerleştirdi.
Kendi sanatsal imzasından kopmadan, yeniliklerin ve sürpriz çalışmaların kapılarını araladı. Yerleşmiş sanat değerlerinden uzaklaşmadan resim sanatına çağdaş yorumlar getiren eserler yarattı.
Çalışmaları kişisel ve karma sergilerde sanatseverlerle buluştu. Sanatçı aynı zamanda illüstrasyon dalında da ödüller aldı ve çalışmaları binden fazla kitapta yer aldı.
Sanatın, fikir, birikim ve becerinin mükemmel birliği olduğuna inanan sanatçı, İstanbul’da yaşıyor.
Deftere şunları yazdım.
Sayın Mustafa Delioğlu’nu ben yetmişli yılların kitap kapaklarından anımsıyorum daha çok. Maksim Gorki, Jack London ve daha nice yazarın yapıtlarının kapağını süsleyen resimleri yapan biri olarak.
Ama şimdi; yaptığı resimlerden Galeri Sanatyapım’da sergilenenlere baktığımda kadın, kedi, kitap ve kırmızının, yani 4 K’nın hâkim olduğu görülür. Kitap kapaklarındaki çizimler yerini renklere bırakmış gibi…
Saygılarımı sunuyorum.
10 Mayıs 2010
Süleyman ÖZEROL
Emekli Öğretmen-Gazeteci
Kokteyl saat 20.00’de bittikten sonra İbrahim Demirel, Mustafa Delioğlu, Av. Ünsal Piroğlu ile iki saate yakın hem sanattan, hem güncel konulardan dörtlü sohbet ettik. Demirel’in burun ameliyatındaki rüyası ilginçti. Çubuk’ta resim çekiyormuş…
Sayın Mustafa Delioğlu ile kırk yıl sonra yeniden tanıştığıma memnun oldum. (*)
Kendi sanatsal imzasından kopmadan, yeniliklerin ve sürpriz çalışmaların kapılarını araladı. Yerleşmiş sanat değerlerinden uzaklaşmadan resim sanatına çağdaş yorumlar getiren eserler yarattı.
Çalışmaları kişisel ve karma sergilerde sanatseverlerle buluştu. Sanatçı aynı zamanda illüstrasyon dalında da ödüller aldı ve çalışmaları binden fazla kitapta yer aldı.
Sanatın, fikir, birikim ve becerinin mükemmel birliği olduğuna inanan sanatçı, İstanbul’da yaşıyor.
Deftere şunları yazdım.
Sayın Mustafa Delioğlu’nu ben yetmişli yılların kitap kapaklarından anımsıyorum daha çok. Maksim Gorki, Jack London ve daha nice yazarın yapıtlarının kapağını süsleyen resimleri yapan biri olarak.
Ama şimdi; yaptığı resimlerden Galeri Sanatyapım’da sergilenenlere baktığımda kadın, kedi, kitap ve kırmızının, yani 4 K’nın hâkim olduğu görülür. Kitap kapaklarındaki çizimler yerini renklere bırakmış gibi…
Saygılarımı sunuyorum.
10 Mayıs 2010
Süleyman ÖZEROL
Emekli Öğretmen-Gazeteci
Kokteyl saat 20.00’de bittikten sonra İbrahim Demirel, Mustafa Delioğlu, Av. Ünsal Piroğlu ile iki saate yakın hem sanattan, hem güncel konulardan dörtlü sohbet ettik. Demirel’in burun ameliyatındaki rüyası ilginçti. Çubuk’ta resim çekiyormuş…
Sayın Mustafa Delioğlu ile kırk yıl sonra yeniden tanıştığıma memnun oldum. (*)
-------------------------------------------------------------------------------------------------
(*) İNCE DÜŞÜNCELER: Süleyman ÖZEROL: MUSTAFA DELİOĞLU; Kadın, Kedi, Kitap ve Kırmızı… https://incedusunceler.wordpress.com/2010/05/11/mustafa-delioglu-kadin-kedi-kitap-ve-kirmizi/
2013 Yılından Fotoğraflar Ekledim





Yorumlar
Yorum Gönder