Yanıyor Anadolu

YANIYOR ANADOLU

Hüseyin BAŞARAN

Yangın var uygarlıkların beşiğinde. Ovasında suyunda toprağında taşında…
Yanıyor kuşların kanadı, tutuşuyor bulutlar. Mavi atlasın gözlerinden dökülüyor damlalar.
Yanıyor Spartaküs, Hektor’un yüreği çarpıntılar içinde.
Kaz Dağlarında Sarıkız’ın eteği tutuşmuş ses veremiyor Karaoğlan’a. Güzel Yunus’un terini siliyor Bedri Rahmi’nin yazmaları. Yanıyor Ruhi Su’nun sesi, uyanıyor Pir Sultan.
Yalanlarla yanıyor Anadolu, talanlarla, “Bu memleket bizim” diyen Nazım’ın kalemi yanıyor.
Demokrasinin hırkası, adaletin tartacı yanıyor. Annelerin ağıtı, çocukların ninnileri, kırlangıçların yuvası yanıyor.
Ak kâğıt üstünde kalem kırıyor yargıç.

“Bozulmuşsa adaletin tartacı
Bir kefesinde güvercinler ağlaşır
Sinekler çiftleşir öbür kefesinde”

Diyor şair Ali Yüce.
Bizans’ın oyunları sahneleniyor Anadolu’nun yüreğinde.
Malatya’nın kayısısı, Amasya’nın elması, Antakya’nın narı yanıyor.
Namlular ateş kusuyor bebelerin seslerine…
Oysa her dağ bir efsane taşır omuzlarında. Her çocuk dilinde bir öykü Anadolu’da…
Paranın kokusu zehir saçıyor yeşil tomurcukların gözlerine. Yalan kusuyor politikanın ağzı…
Munzur’un berrak yüzüne türkü yakıyor Zaza bir kadın;
“Düşman gelmiş ki evimiz Anadolu’nun kilidini ala…”
Yanıyor edebiyatın ustası Çukurova. Ağlıyor İnce Memed. Maraş’ta Sütçü İmam yanıyor, Antep’te Karayılan.
Çanakkale’nin ruhu, Şeyh Bedrettin’in asası, Hacı Bektaş’ın dergâhı yanıyor.
Karanlığın zorbaları cirit atıyor sokaklarda.
İnsan yanıyor…
Aydınlık yanıyor…
Düşler yanıyor…
Hulki Aktunç’un dediği gibi;
“Yangın kavmindeniz
Ne giysek alev”
Ama “Bu memleket bizim…”

Yorumlar

Popüler Yayınlar