"Muhabbet insana, insan olana"
"Muhabbet insana, insan olana..."
Süleyman ÖZEROL
Akçadağ
İlköğretmen Okulunda okurken müzik atölyesinde öğretmenimiz İbrahim Güleç bir
gün birkaç plak getirdi ve bize dinletti. "Drama Köprüsü" ve
"Niksar'ın Fidanları" idi türküler anımsadığım kadarı
ile. Aradan bir hafta geçti ve yine müzik dersine girdiğimizde, İbrahim Beyden
geçen haftaki türküleri bir daha dinletmek istediğimizi söyledim, başını
salladı "hayır" anlamında.
Türküleri çalıp
söyleyen de adını sonradan öğrendiğim, tok ve doyurucu sesi ile Ruhi
Su idi. Ruhi su aynı zamanda bir operet imiş de... Hani "davul gibi
ses" derler ya; davudi ses yani. Öylesine güçlü bir sesi vardı. Her ne
kadar sesi genizden geliyormuş gibi bir sese sahip olsa da türküleri tane tane
okuyordu.
20 Ekim 1912-20
Eylül 1985...
Otuz yıl
geçmiş Ruhi Su aramızdan ayrılalı.
Türkülerimizi davudi
sesi ile çalıp söyleyen, hasta olmasına karşın yurt dışında tedavisi bile
"sakıncalı" görülen Ruhi Su...
Ülkemizde
neredeyse gezdiği, derleme yapmadığı yer kalmamış; tıpkı resmi görevli Muzaffer
Sarısözen gibi...
Ruhi su 1974
yılında köyümüze de gelmiş ve semah deyişleri derlemiş, "Semahlar"
uzunçalarını çıkarmış, Akçainiş ve Ballıkaya köylülerine armağan etmiş. Daha
pek çok plak yapmış. Süreçte aramızdan ayrıldıktan sonra plaklardan kasetlere,
kasetlerden CD'lere aktarılmış türküler ve internet ortamında da
dinlenebiliyor.
Geriye dönüp
bakınca yarım yüzyıla yaklaşan bir zaman önce Ruhi Su'yu tanıdığım görülüyor.
Bu zaman diliminde TRT televizyonuna çıkışı, bayramlarda türkülerinin çalınışı
ve derken aramızdan ayrılmasıyla birlikte hakkında kitapların yazılması,
yarım kalan çalışmalarının tamamlanması, onun ortaya koyduğu derlemelerin
zenginliğini de gösteriyor.
Ezgili Yürek
Ruhi su unutulmayacak, derlediği kadar kendi yapıtları da seslenecek
geleceğe...
Onun bir serbest
bir de ölçülü şiirini paylaşarak saygıyla anıyorum.
Ezgili Yürek
Hangi taşı
kaldırsam
Anamla babam
Hangi dala
uzansam
Hısım akrabam
Ne güzel bir
dünya bu
İyi ki geldim
Süt dolu bir
torbayla
Söylece
çıkageldim
Kime elimi
verdimse
Döndürüp yüzümü
baktımsa
Kısmet kapıyı
çaldı
Kör pınara su
geldi
Ben şakıyıp
durdukça öyle
Gülün kokusu
geldi
Bebesi olmayana
Bunalıp da
kalmışa
Acılarla yüklü
Dargın yüreklere
Yetiştim geldim
İyi ki geldim
Muhabbet İnsana, İnsan Olana
Yaratan bizleri insan yarattı
Muhabbet insana, cana muhabbet
Cümle mahlukatın üstünde tuttu,
Muhabbet insana, cana muhabbet
Ne mutlu ki bize insan olmuşuz,
İnsan sevgisini gerçek bilmişiz,
İnsanın dalında açıp gülmüşüz,
Muhabbet insana, insan olana.
İnsan olan insan gelsin beriye
Kimi kara, kimi çalar sarıya,
Aslolan hayattır bakma deriye,
Muhabbet insana, cana muhabbet.
Yaratan bizleri insan yarattı
Muhabbet insana, cana muhabbet
Cümle mahlukatın üstünde tuttu,
Muhabbet insana, cana muhabbet
Ne mutlu ki bize insan olmuşuz,
İnsan sevgisini gerçek bilmişiz,
İnsanın dalında açıp gülmüşüz,
Muhabbet insana, insan olana.
İnsan olan insan gelsin beriye
Kimi kara, kimi çalar sarıya,
Aslolan hayattır bakma deriye,
Muhabbet insana, cana muhabbet.
Yorumlar
Yorum Gönder