Mehmet Baklacı, 'İzlerim Beni Tanımadı' demişti.
Mehmet Baklacı, "İzlerim Beni Tanımadı" Demişti
29 Nisan 2024 Pazartesi günü saat 10.31 Ozden Ece Koç adıyla bir ileti aldım.
Süleyman Bey merhaba,Ben Mehmet Baklacı'nın torunu Özlen Ece Koç.
Numaranıza derginize ait internet sitesinden ulaştım.
Dedemin İzlerim Beni Tanımadı adlı kitabını 2009 yılında düzenlemişsiniz.
Biz, 18 Nisan 2024 tarihinde dedemi kaybettik. Dedemin sevdiklerine, yakınlarına, onu tanımak isteyen kişilere düzenlediğiniz kitabın bir örneğini anı olarak armağan etmek istiyoruz. Ancak dedemin kitaplarından çok az kalmış. Yeniden basımı konusunda nasıl bir yol izlenir, nasıl yardımınız dokunur öğrenmek isterim.
Şimdiden teşekkür ederim.
Mehmet Baklacı, geçmiş yaşamını, kültürel değişimleri düzyazı ve şiirleriyle dile getirmiş ve 'İzlerim Beni Tanımadı' demişti.
Dedemin İzlerim Beni Tanımadı adlı kitabını 2009 yılında düzenlemişsiniz.
Biz, 18 Nisan 2024 tarihinde dedemi kaybettik. Dedemin sevdiklerine, yakınlarına, onu tanımak isteyen kişilere düzenlediğiniz kitabın bir örneğini anı olarak armağan etmek istiyoruz. Ancak dedemin kitaplarından çok az kalmış. Yeniden basımı konusunda nasıl bir yol izlenir, nasıl yardımınız dokunur öğrenmek isterim.
Şimdiden teşekkür ederim.
Özden Ece Koç'u aradım ve bir süre konuştuk. Konuşmamızda dedesi ve kitabı çalışmalarım yer aldı. Kitap dosyasını gözden geçireceğimi belirttim, ne zaman basımını isterlerse o zaman da yardımcı olacağımı söyledim.
Mehmet Baklacı'nın Filistin'li Kara Çocuk ve Hani Gelecektin adlı öykülerini şiir biçiminde ve kitapçık olarak da düzenlemiştim. Bu iki şiiri de şiirleri bölümüne ekledim, yeniden tamamen gözden geçirdim.
Dosyayı hazırlamıştım ama basımara benden habersiz olarak tanıdığı birine yaptırmıştı. Kapakta olsun, içte olsun düzeltilmesi gereken yerler vardı. Yine de bilgisayar çıktısı salarak düzeltme ve düzenleme çalışmaları yapacağım.
İletiyi aldığımda önce Mehmet Baklacı numarasını aramış, yanıt alamayınca o yüzden Ece Koç'u aramıştım. Ertesi gün o numaradan arayan bayan kızı olduğunu söyledi. Semra Hanım, Özden Ece'nin de annesiymiş, aynı zamanda meslektaşımız bir öğretmenmiş.
Ona da Mehmet Baklacı ile tanışmamızı ve kitabı ile ilgili konularla anlattım, ne zaman baskıya vermek isterlerse yardımcı olacağım da belirttim.
Mehmet Baklacı'nın Filistin'li Kara Çocuk ve Hani Gelecektin adlı öykülerini şiir biçiminde ve kitapçık olarak da düzenlemiştim. Bu iki şiiri de şiirleri bölümüne ekledim, yeniden tamamen gözden geçirdim.
Dosyayı hazırlamıştım ama basımara benden habersiz olarak tanıdığı birine yaptırmıştı. Kapakta olsun, içte olsun düzeltilmesi gereken yerler vardı. Yine de bilgisayar çıktısı salarak düzeltme ve düzenleme çalışmaları yapacağım.
İletiyi aldığımda önce Mehmet Baklacı numarasını aramış, yanıt alamayınca o yüzden Ece Koç'u aramıştım. Ertesi gün o numaradan arayan bayan kızı olduğunu söyledi. Semra Hanım, Özden Ece'nin de annesiymiş, aynı zamanda meslektaşımız bir öğretmenmiş.
Ona da Mehmet Baklacı ile tanışmamızı ve kitabı ile ilgili konularla anlattım, ne zaman baskıya vermek isterlerse yardımcı olacağım da belirttim.
Mehmet Baklacı, geçmiş yaşamını, kültürel değişimleri düzyazı ve şiirleriyle dile getirmiş ve 'İzlerim Beni Tanımadı' demişti.
Köy Enstitülü öğretmen Mehmet Baklacı'yı İzlerim Beni Tanımadı kitabının giriş yazısıdaki düzenlediğim yaşamöyküsü ile sizlere tanıtmak istiyorum.
Mehmet Baklacı
1933 yılında Tokat ili Artova ilçesi Yenice köyünde doğdu. Üç sınıflı ilkokulu köyünde, 4-5. sınıfı Artova Gazi Paşa İlkokulunda okuduktan sonra Pamukpınar Köy Enstitüsüne girdi. 1951-1952 öğretim yılında okulu bitirdi, Artova Ayazma köyünde göreve başladı. Artova Tucuk köyü, Turhal Merkez Kalaycık ve Devrim İlkokulu öğretmenliğinden sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümünü 1968 yılında açıktan bitirdi. Tokat Merkez Namık Kemal İlkokulu Müdürlüğünde bulundu. 1970 yılında ilköğretim müfettişi olarak Erzurum’da göreve başladı. Samsun ve Ankara illerinde çalıştı. TÖS, TÖB-DER öğretmen kuruluşlarında Halkevleri Yönetim Kurullarında çalışmalar yaptı. 1979 Kısmi Senato Seçilerine Samsun’dan bağımsız olarak katıldı. 12 Eylül darbesinde görevine son verildi, Halkevleri davasından yargılandı. Çeşitli işlerde çalıştı, bir süre özel dersler verdi, Türk Eğitim Derneğinde (TED) genel müdür olarak çalıştı. Emekli olup, Ankara-Batıkent’te oturmaktadır. Altı çocuk babasıdır.
1955-1958 yılları arasında şiir denemeleri oldu. 1980’den sonra öyküler yazdı. Şiire yönelmesinde halk öyküleri ve halk ozanlarının etkisi oldu. Ölçülü ve ölçüsüz şiirlerinden bazıları ile öykü ve düzyazıları Gençliğin Sesi, Tozanlı, Yoğunluk, Öğretmen Dünyası, Abece gibi çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayınlandı. Halk ozanları ile diyalogu oldu. Âşık Veysel ile Turhal, Âşık İhsani ve Âşık Mahzuni ile Samsun’da tanıştı. Açılan şiir buluşmalarına katıldı, Yeni Şiir Antolojisi’nde bazı şiirleri yayınlandı.
Köy Enstitüsü ve Çağdaş Eğitim Vakfı, Eğit-Der, Eğitim Sen gibi demokratik kitle örgütlerinde üye olup; Ankara’daki birçok etkinliğe bazı etkinliklerde konuşmacı olarak, bazılarında dinleyici-izleyici olarak katılır, mandolin çalar, karakalem resim çalışmaları yapar…
Görev yaptığı köylerde köycülük; meyvecilik, kooperatifçilik, halkın gelir düzeyinin yükseltilmesi amacıyla çalışmalar yapmıştır. Kendi köyünün özlemini duyarak yazdığı çok sayıda yazısı vardır. Geçmişe dönük yaşantıların anımsanması, geçmişin özlemi; toplumun aydınlatılması, bilinçlendirilmesi; aydın insan, aydın insanın görevleri, aydınlama, aydın toplum gibi konular yazma nedenlerini oluşturur.
“Herkesin okumasını, dünyayı kavramasını istiyorum. Özellikle insana, insan emeğine değer verilmeli, saygı duyulmalı, bilimsel çalışmalar yapılmalı, etkinliklere katılmalı…”
Elinde bulunan bazı çalışmalarını kitap bütünlüğüne kavuşturmak istiyor. (Ballıkaya, 28 Eylül 2009)
1933 yılında Tokat ili Artova ilçesi Yenice köyünde doğdu. Üç sınıflı ilkokulu köyünde, 4-5. sınıfı Artova Gazi Paşa İlkokulunda okuduktan sonra Pamukpınar Köy Enstitüsüne girdi. 1951-1952 öğretim yılında okulu bitirdi, Artova Ayazma köyünde göreve başladı. Artova Tucuk köyü, Turhal Merkez Kalaycık ve Devrim İlkokulu öğretmenliğinden sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümünü 1968 yılında açıktan bitirdi. Tokat Merkez Namık Kemal İlkokulu Müdürlüğünde bulundu. 1970 yılında ilköğretim müfettişi olarak Erzurum’da göreve başladı. Samsun ve Ankara illerinde çalıştı. TÖS, TÖB-DER öğretmen kuruluşlarında Halkevleri Yönetim Kurullarında çalışmalar yaptı. 1979 Kısmi Senato Seçilerine Samsun’dan bağımsız olarak katıldı. 12 Eylül darbesinde görevine son verildi, Halkevleri davasından yargılandı. Çeşitli işlerde çalıştı, bir süre özel dersler verdi, Türk Eğitim Derneğinde (TED) genel müdür olarak çalıştı. Emekli olup, Ankara-Batıkent’te oturmaktadır. Altı çocuk babasıdır.
1955-1958 yılları arasında şiir denemeleri oldu. 1980’den sonra öyküler yazdı. Şiire yönelmesinde halk öyküleri ve halk ozanlarının etkisi oldu. Ölçülü ve ölçüsüz şiirlerinden bazıları ile öykü ve düzyazıları Gençliğin Sesi, Tozanlı, Yoğunluk, Öğretmen Dünyası, Abece gibi çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayınlandı. Halk ozanları ile diyalogu oldu. Âşık Veysel ile Turhal, Âşık İhsani ve Âşık Mahzuni ile Samsun’da tanıştı. Açılan şiir buluşmalarına katıldı, Yeni Şiir Antolojisi’nde bazı şiirleri yayınlandı.
Köy Enstitüsü ve Çağdaş Eğitim Vakfı, Eğit-Der, Eğitim Sen gibi demokratik kitle örgütlerinde üye olup; Ankara’daki birçok etkinliğe bazı etkinliklerde konuşmacı olarak, bazılarında dinleyici-izleyici olarak katılır, mandolin çalar, karakalem resim çalışmaları yapar…
Görev yaptığı köylerde köycülük; meyvecilik, kooperatifçilik, halkın gelir düzeyinin yükseltilmesi amacıyla çalışmalar yapmıştır. Kendi köyünün özlemini duyarak yazdığı çok sayıda yazısı vardır. Geçmişe dönük yaşantıların anımsanması, geçmişin özlemi; toplumun aydınlatılması, bilinçlendirilmesi; aydın insan, aydın insanın görevleri, aydınlama, aydın toplum gibi konular yazma nedenlerini oluşturur.
“Herkesin okumasını, dünyayı kavramasını istiyorum. Özellikle insana, insan emeğine değer verilmeli, saygı duyulmalı, bilimsel çalışmalar yapılmalı, etkinliklere katılmalı…”
Elinde bulunan bazı çalışmalarını kitap bütünlüğüne kavuşturmak istiyor. (Ballıkaya, 28 Eylül 2009)
18 Nisan 2024 tarihinde Ankara'da aramızdan ayrıldı, Karşıyaka mezarlığında toprağa verildi.
Meslektaşım Sayın Mehmet Baklacı'yı saygıyla anıyorum.
Hak rahmet eylesin...
Ankara 2 Mayıs 2024
Yorumlar
Yorum Gönder