Ozanlar Şairler İnsanlara Işık Olmalı

Ozanlar Şairler İnsanlara Işık Olmalı
İsmail İpek Konuşmasını Yaparken
(OZAN DER, 13.01.2018)

Merhaba Arkadaşlar,

OZAN DER’in 19. Olağan Genel Kurulunu yapmış bulunuyoruz. Seçilen yönetime başarılar diliyorum.
OZAN DER, 43 yılını geride bırakarak 44 yaşına girdi. Bu 44 yıl içinde emeği geçen tüm arkadaşlara saygılarımı sunarken aramızdan ayrılan ve Hakkın rahmetine kavuşan arkadaşlara da rahmet diliyorum.
OZAN DER’in maddi imkânları kısıtlı olduğu halde bugüne kadar getirmek büyük başarıdır. Daha nice 44 yıllara devam etsin…
Ülkemizde gerek ozanlara gerek tüm sanat dallarına kıymet verilmiyor. Bunu hepimiz biliyoruz.  Lütfen aidatlarını ödemeyenler ödesinler. Zaten kaç para?
Gerçek halk ozanı sadece şiir yazıp saz çalıp türkü söylemekle kalmamalı. Okumalı, araştırmalı, ülkesinde ve dünyada olup bitenleri takip etmeli. Adı üstünde halk ozanı…
Varlıkların en onurlusu insandır, çünkü her şeyi kendisinde toplamıştır. Nasıl ki ısı ateş için, rutubet su için özün gereğidir. Bu yüzden ısı ateşten, rutubet sudan ayrılmaz. Gerçek halk ozanı, şairi, sanatçısı da halkından ayrılmaz, ezilen horlanan halkın yanında yer alır; dönekler hariç…
Ozanlarda ve şairlerde gerçeklik ışığı parlamalı, kimseyi taklit etmemeli, akıl bilim teknik doğrultusunda hareket etmeli.
Bilim gerçekten ibarettir. Irk, siyaset ve din taassubunu bir yana bırakarak doğruyu aramalıyız.
Ozanlar şairler insanlara ışık olmalı, gerçeklik güneşinden pay almalı. Fakat ülkemizin durumunu görüyoruz. Ozanlar, şairler, aydınlar şu anda ne yapabilir? Vaziyet kötü… Toplantı yasak, yürüyüş yasak, halk konserleri ve hak aramak yasak, kim doğru bir laf söylese hemen damgalanıyor, hemen Fetocü… Hâlbuki Fetö’nün elini öpmek için sıraya giriyorlardı. Aydınlar, gazeteciler zindanlarda. Ülkemiz OHAL ve KHK’leri ile idare ediliyor. Demokrasi, hukuk yok… Kendilerine var, başkasına yok. Bacağını kırın, öldürün diyorlar. Ozanlar, şairler, aydınlar, gazeteciler görevlerini yapamadıkları için kendilerini açık cezaevinde görürler, baskı altındalar. Yüzlerce insanın öldürüldüğü ülkede ne yapılabilir?
Suruç’ta 34 genç insan, Ankara’da barış için toplanan insanlardan 203 insan bombayla öldürülüyor, ihmallik yüzünde Soma’da 305 insan ölüyor, Diyarbakır’da polisin yanında Tahir Elçi vuruluyor, Afyon’da, Reyhanlı’da birçok yerde yüzlerce insan öldü. 2002-2017 arasında yani AKP döneminde 6.143 kadın öldürüldü. Üçte biri giysileri yüzünden öldürüldü, yani kıyafetleri için. Bunlardan hiç söz eden var mı? Bütün bunların sebebi taassup ve ırkçılıktır. Bu taassup ve ırkçılar insanlar arasında ayrılığa yol açar, kanların dökülmesine nedendir, annelerin ağlama ve feryatlarına nedendir.
0rtadoğu ülkelerinde olup bitenleri görüyoruz. Bu taassup ve ırkçılık her yerde tehlikedir. Dünyanın acı çekmesine nedendir. Irkçılık uygar ülkelerde yer edinmezken ülkemiz din ve tarikatlar ülkesi oldu. 9 Aralık 2017 Kanal D TV’de dinledim ve müzik günah ve haramdır diyorlar yobazlar. Peki, Kuranı Kerim ve ezan müzikle okunmuyor mu?
Ankara olaylarında milli maç oynanıyor, hemen sonra Konya’da İstanbul’da yabancı oyuncular ve hakemler saygı duruşunda bulunuyor Ankara’da ölen 103 insan için, tribünlerde ırkçı yobazlar yuhalıyor.
Ankara’nın gölbaşında oturan bir ailenin cenazesini faşistler, yobazlar mezarlığa bırakmıyor, cenaze Tunceli’ye gidiyor. Sebebi inanç ve mezhebinden dolayı…
Altınolukta Kemal Divrikli adlı bir vatandaş giderken yolun ortasında bir tosbağa görüyor, ezilmesin diye alırken bir motosiklet çarpıyor ve hastanede ölüyor. Cenazesi cem evine getiriliyor, oğlu cezaevinde, cenazeye gelmek için izin istiyor, zorluk çıkarıyorlar. Sebebi, cenaze cem evinde, cem evi ibadethane değil diyorlar.
On dört yaşındaki çocuğu öldüren polisleri tebrik eden ve acılı annesini meydan meydan yuhalatan aynı zihniyettir. Milyonlarca insanın vergilerini alacaksın, camilerde su elektrik bedava yüz binlerce din adamına maaş vereceksin, başka insanların inancına saygı duymayacaksın, demokrasi var diyeceksin. Bunlar diktatörlük ve ırkçılıktır. Irkçılık Almanya’da Hitler 6 milyon Yahudi’yi katletti, 65 milyon insan o savaşta öldü, İkinci Dünya Savaşı diktatörler saltanatını sürmek için insanları öldürürler, zindanda çürütürler. 1973’te Şili’de ABD’nin desteğinde cumhurbaşkanı Allende’yi devirip yıllarca ülkeyi faşist Pinoche’yi getirdi, binlerce insan öldürdü. Ünlü müzisyen gitar sanatçısı Victor Jara Santiago Stadyumunda binlerce Şilili devrimciye gitar çalarken parmaklarını kestiler, sonunda öldürdüler.
Diktatörlerin mahareti budur, her yerde aynıdır. Yunan bilim adamı Platon (Eflatun) asırlar önce diyor ki; “Her halk müstahak olduğu biçimiyle yönetilir.”
Şu anda bir şey yapamıyoruz ama ozanlar, aydınlar, şairler, yazarlar susmayacak, korkmayacak. Korkmayanlar bir defa ölür, korkaklar bin defa ve her gün ölür. Onlar bizden korksunlar…
Hepinize saygılar… 

İsmail İPEK
Ankara, 13 Ocak 2018
(OZAN DER 19. Olağan Genel Kurulundaki Konuşmasıdır)

Yorumlar

Popüler Yayınlar