Vahap Aygül

VAHAP AYGÜL

Süleyman ÖZEROL

1966 yılında Ballıkaya Köyü ilkokulunu bitirdiğimizde öğretmenimiz Zeynep Oktay (Öztürk) bize hazırlık kursu verilirken pek çok komşu köyden öğrenciler de katılmıştı. Akçadağ İlköğretmen Okulunu bizim köyden Galip Çavuşun oğlu Hamza Sezer ile ben kazanmıştık. Aynı devre komşu köy Kozdere’den de Vahap Aygül ile Rıza Karahan kazanmışlardı. Altı yıl aynı okulda okuduk, her şeyi altı yıl birlikte paylaştık. Bazen dinlenme tatillerinde birlikte gelip gittik. Meslek yaşamından sonra bu birliktelik elbette ki sürmedi, her birimiz bir yere dağıldık.
Rıza ile Hamza aramızdan ayrıldı, Hak rahmet eylesin…
Vahap Aygül de okulda benim gibi resim ile ilgilenen biriydi. Emekli olduktan sonra bağlama çalmasını öğrenmiş, şiir de yazmaya başlamış. Ondan söz ederek bir şiirini sunuyorum.

Vahap Aygül
1954 yılında Hekimhan ilçesi Kozdere köyünde doğdu. Annesi Fadime Aygül, babası İbrahim Aygül’dür.
Kozdere Köyü İlkokulundan (1966) sonra Akçadağ Öğretmen Okulu ve Edirne Erkek Öğretmen Okulunu (1975), Anadolu Üniversitesi Eğitim Önlisans Programını bitirdi (1988).
1975 yılından itibaren Mardin Derik, Malatya Pütürge, Diyarbakır Çermik, Mersin Tarsus ve merkezde görev yaptı. 1996-2001 yılları arasında Almanya Heidelberg’de görev yaptı. 2002 yılında emekli oldu.
Mersin Tarsus’ta resim öğretmeni olan bir erkek çocuk babası olup Mersin’de yaşıyor.
Emekli olduktan sonra şiir yazmaya başladı, kendi deneyimi ile de geliştirmeye çalıştı. Özellikle özlem ve doğa konularına yer verdi. Şiirlerinde kendi adını “Aygül Vahap” olarak kullanıyor.
Öğretmenliğe başladığı 1975 yılından itibaren kendi kendine bağlama çalmasını öğrendi, yöre türküleri ve deyişleri çalıp söylüyor.
Almanya’da görev yaptığı süre içerisinde halk oyunları eğitmenliği yaptı. Yurt içinde dışındaki görevleri sırasında resim ve müzik yarışmalarında seçici kurullarda yer aldı.
Sanatsal çalışmalarını inlendirici ve oyalayıcı bir iş (hobi) olarak düşünüyor. Gelecek kuşakların bizden daha çok başarılı olmalarını; halkımızın da sanata ve sanatçıya sahip çıkmalarını destek olmalarını diliyor…

Bilemez Olduk

Azgın sudan hiç korkmadan geçerken,
Şimdi köprülerden geçemez olduk.
Çadır açıp yaylalara göçerken,
Artık yaylalara göçemez olduk.

Yurtlarda sıralı çadırlar vardı,
Çatma kurup yayıkları yayardı,
Berinde berciler koyun sağardı,
Bercileri berde göremez olduk.

Kürek elde suyu harga bağlardık,
Gevere bırakıp bostan sulardık,
Bahçelerde dut sallayıp toplardık,
Yapılan pekmezi yiyemez olduk.

Dağılıp savrulduk gurbet ellere,
Adı sanı belli olmaz yerlere,
Hasret kaldık artık eski günlere,
Sevilen dostları seçemez olduk.

Tanırdık köylüler hep birbirimizi,
İhtiyarı, genci, gelini, kızı,
Ödünç alır iken şekeri, tuzu,
Selam alıp selam veremez olduk.

Yaz gelince çıkıp gideriz köye,
Sorarız bu genç kimlerden diye,
Sanki yabancıdır yeğen, emmiye,
Kendi köylümüzü bilemez olduk.

Baharında, yazında, kara kışında,
Aklım kaldı toprağında, taşında,
Yaşarsın sen sevenlerin düşünde,
Seni, senle olup, sevemez olduk.

Aygül Vahap senden hep ayrı kaldı,
Dostlar yılda bir kez kapını çaldı,
Verdiğin nimetler oldukça boldu,
Biz senin verdiğin yiyemez olduk.

Mersin, 1 Kasım 2010

Kendisinden derlendi (2 Şubat 2017).


Yorumlar

Popüler Yayınlar