Anne ve babalar çocuklarını müzik kurslarına göndermeli

 Mustafa Özcan; "Anne ve babalar çocuklarını uygun yaşta müzik kurslarına göndermeli"

15 Eylül 1971 tarihinde Hekimhan’ın İğdir köyünde doğdu. Annesi Satı Özcan, babası Hasan Özcan'dır. Altı kardeşin üçüncüsü olup ikiz kardeşinin adı Kemal'dir.
İğdir Köyü İlkokulu, İğdir Köyü Ortaokulu ve Hekimhan Endüstri Meslek Lisesi'ni bitirdi.
Lise yıllarına kadar köyde ailesinin çiftçilik yaşamına katıldı.
Askerliğini 1991 yılında Bursa Mustafa Kemalpaşa'da jandarma çavuşu olarak yaptı.
Yakın savunma sanatı uzmanı Sadık Şahin’den ders aldı.
Ankara'da bir kamu kurumunda teknisyen olarak görev yapıyor.
Arif ve Ali Arda adlarında iki erkek çocukları var.
Bağlama ve üflemeli çalgıları çalıyor. Bağlamayı ilkokul yıllarında, kavalı da koyun kuzu otlatırken öğrendi. Bir süre müzik ekibi kurarak düğünlerde programlar yaptı.
İş hayatıma başladığımda İhsan Öztürk'ten kısa bir dönem ders aldı. Halk müziğine emek vermiş ustalardan bir şeyler öğrenmeye çalıştı. Bu konuda Arif Sağ'ın ayrı bir yeri olduğunu belirtiyor.
Ankara’da Özgür Radyo’da programlara katıldı.
Uzun zamandır şiir yazıyor. Şiir konusunda Ozan Mazlumi’den (Ali Ballıktaş) destek gördü. Kıvılcımlar Düştü Sevdama (2009) ve Kıvılcımlar Alev Aldı (2011) adlarıyla iki şiir kitabı yayınladı. Beste yapmaya çalışıyor. Hayalimiz Gerçek Oldu adıyla öz ve müzikleri kendisine ait olan bir albüm yaptı (2018).
Altı kardeşin hepsi de bağlama çalabiliyor. Ağabeyleri Abidin, Ali ve Hıdır bağlama yapmasını biliyorlar. Hıdır ağabeyi Ankara’da Keçiören İncirli’de saz yapımevi var ve geçimini bağlama yaparak sağlıyor. Büyük oğlu Arif bağlama, küçük oğlu Ali Arda gitar çalıyor.
Halk müziği ile ilgili görüşlerini şöyle dile getiriyor.
“Halk müziğine günümüzde istediğiniz gibi değer verilmiyor. Yeni nesil de halk müziğini pek fazla dinlemiyor. Halk müziğinin gelecekteki yerini koruması için, anne ve babalar çocuklarını uygun yaşta müzik kurslarına göndermeli. Çocuklarını halk müziği yayınları yapan radyo ve televizyon programlarına yönlendirmelerini istiyorum.” *

İhsan Öztürk’ün Kitabına Yazdığı Önsöz

Sevgili Mustafa Özcan, 1990’lı yıllarda (o dönem Strazburg Caddesinde olan) Müzik Kursumuza öğrenci olarak geldi. Temel eğitiminden sonra bağlama dersleri başladı. Daha Önce bağlama çaldığı için onu ileri düzeyde eğitim gören bir guruba almıştım. Uyum sorunu gurupla derslere devam etti. Beyefendi kişiliği ile arkadaşları ve benim sevdiğim bir öğrenci olarak bir dönemi paylaşmış olduk.
Aradan uzun bir zaman geçti ve bir gün Mustafa ziyaretime geldi. Şiir yazmaya merak sardığını, söyledi ve yazdığı şiirlerden bazılarını okudu. Açıkçası ustaca yazılmış şiirler değildi. Dilimin döndüğünce konu, ölçü (vezin), uyak (kafiye), ayak gibi, şiiri şiir yapan unsurlara çok dikkat etmesi gerektiğini anlattım. Usta ozanların şiirlerinden bazı önemli örnekler vererek ayakları yere basan, akıcılığı olan, okuyana ve dinleyene haz veren şiirle yazmasının kolay olmadığın, söyledim. Bunları dikkate alarak şiirler yazmasını önerdim.
Bir süre sonra Mustafa tekrar ziyaretime geldiğinde yanında yeni şiirleri olduğunu söyledi. Bu kısa sürede kendisini bi hayli geliştirdiğini görerek tebrik ettim ve bu değişikliğin nedenini sordum. Sevgili dost Ozan Mazlumi’yle (Ali Ballıktaş) halk şiiri konusunda çalıştığını, ondan yardım ve feyiz aldığını anlattı. Bence de iyi bir seçim yapmıştı; çünkü bu tür konularda doğru bir rehber bulmak son derece önemlidir.
Daha sonraları ara ara telefonla arayarak yeni yazdığı şiirlerden örnekler okumayı sürdürdü. Bu arada Kıvılcımlar Düştü Sevdama’ adlı bir şiir kitabı yayımlandı.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; Sevgili Mustafa geçen süre içinde kendini her gün biraz daha geliştirerek ozanlık yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bize de elimizdeki ‘Kıvılcımlar Alev Aldı’ kitabında yazdığı ve bundan sonra yazacağı şiirleri (deyişleri) keyifle okumak kalıyor.
Mustafa kardeşimizin ozanların arasında sağlam ve saygın bir yer edinmesini diliyor ve bekliyorum.
Sevgili Mustafa her şey dilediğin gibi, yolun açık olsun...

Şiirlerinden Örnekler

Baharda Gördüm

Baharı yetirdim kışa uğradım
Karı boranımı baharda gördüm
Bu bizim ellere boşa uğradım
Derdime dermanı baharda gördüm

Yıllardır gezerim değnek elimde
Yatak yorgan yaptım abam belimde
Yara m kötü çıktı oğul filimde
Uyudum uyandım seherde gördüm

Beydağı’nı örtmüş beyaz bir örtü
Tükenmiş bedeni gösterdi tartı
Dermanım olursa aşarım sırtı
Can Mustafa’m seni göherde gördüm

Babamdan Gördüm

Sorma be üstadım üstatlığımı
Kemale ermeyi babamdan gördüm
Yorma be üstadım üstatlığımı
Ağıtlar yakmayı anamdan gördüm

Elinde bastonu başında fesi
Yıllardır aklımdan çıkmıyor yası
İçirdi badeyi bakırdı tası
Gönülden sevmeyi ninemden gördüm

Bu vatan atamdan bana emanet
Ölürsem evladım sana emanet
Askerin nöbette ona emanet
Vatan sevgisini dedemden gördüm

Sırtımda taşırım emanetimi
Öğrettim neslime marifetimi
Can Mustafa’m yazdım kerametimi
Hünkâr Hacı Bektaş Velimden gördüm

İnsanoğlu

İnsanoğlu damar damar dağılmış
Bacı kardeş belden bele değişir
Olgunlaşan başak gibi eğilmiş
Yollar aynı ilden ile değişmiş

Bir gövdeden uzar gider dalları
Kader çoktan ayırmıştır yolları
Türlü türlü konuşurlar dilleri
Harfler aynı dilden dile değişir

Kısmetleri saatlere bölünmüş
Gece ayrı gündüz ayrı dilinmiş
Zenginlerin hesapları silinmiş
Renkler aynı kuldan kula değişir

Ömür denen yolun sonu bilinmez
Can Mustafa’m ayrı aynı bulunmaz
Böyle duygu para ile alınmaz
Arı aynı baldan bala değişir

Kıvılcımlar Düştü Sevdama

Kıvılcımlar düştü bugün sevdama
Yükseldi alevler söndüremezsin
Avcı gibi taşla beni avlama
Söylenme boşuna döndüremezsin

Yanmıştı ezelden közü yerinde
Ok gibi saplandı çıkmaz derinde
Söylemesi çok zor gönlüm birinde
Sevmedim desen de kandıramazsın

Gözüne bakınca beni görürüm
Göz göze gelince o an eririm
İstesen bu canı sana veririm
Can Mustafa’m çağlar dindiremezsin


* 22 Kasım 2020 tarihinde kendisinden derlendi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar