"Adam, Adam İşte..."

"ADAM, ADAM İŞTE..."
SüleymanÖZEROL
Araştırmacı-Gazeteci

Uzun zamandır tiyatroya gitmemiştim. Önceki gün (29 Mart 2011) ailece gittiğimiz Ankara Sanat Tiyatrosu’nda “Adam Adam” adlı oyunu izleyince altmışlı, yetmişli yılları anımsadım. Çünkü 20.30’da başlayan bir buçuk saatlik tek kişilik oyunun konusu, bir adamın o yıllardan bugüne dek geçen süreçteki yaşamından kesitleri konu ediniyordu.
Oyunun aktörü Nuri Gökaşan, aynı zamanda yazmış ve yönetmiş… Diğer görevlileri de belirtelim:

Müzik: Can Atilla
Işık: Bora Balcı
Dekor-Tasarım: Burcu Aydınalp

Kahramanımız bir sonbahar gününde bahçedeki “Düşünen Adam” yontusu ile söyleşmeye başlıyor. Bu söyleşmede kırk yıllık yaşamındaki kesitleri anlatırken “Adam”la paylaşmak istediği rakı şişesine de başvuruyor durmadan.
“Düşünen Adam” yontusunun nerede bulunduğunu belki anımsayanlar olacaktır. Ama bu bana 12 Eylül döneminde Urfa Kısas’tan Siverek’e sürgün gittiğimde Mehmet öğretmenin otuz yıl önce bu zamanlar anlattığı bir okul anısını anımsattı.
12 Mart döneminde benim gibi öğretmen okulu lise denginde öğrenci olan Mehmet Beyin öğretmenlerinden biri; “Oğlum kafanız çalışmasında nereniz çalışırsa çalışsın” diye öğüt (ters öğüt) verir. Bu, kafası çalışan insanların toplum sorunları karşısında duyarsız kalamayacağını ve bundan dolayı da başlarının dertten bir türlü kurtulamayacağını belirtmeyi amaçlayan bir söylemdir.
“Adam Adam”ı izlerken “kafası çalışan” insanların “sorunlardan kurtulamayacağını” otuz yıl sonra bir kez daha anımsadım.
Nuri Gökaşan, canlandırdığı tipin (“Adam” işte…) tükettiği nefes ve yaptığı vurgularla gerçek anlamıyla hakkını verirken daha da başarılı olmasını sağlıyordu.
Hani derler ya; “Ayıkken söyleyemediğini sarhoşken söyler…” Gökaşan, sanki de buna göre kurgulamış oyununu. Bu da oyuna büyük hareketlilik ve serbestîlik kazandırıyor. “Ben de sahneye çıkıp bir şeyler söylesem mi acaba” düşüncesini taşıdım oyunu izlerken bir süre. Ancak “ayık” olduğumu düşünerek izlemekle yetindim. Çünkü sahneden yayılan rakı kokusunun daha da gerçekçi kılmasıyla birlikte güzel bir oyun izlediğimi düşünmek bana yetti.
Teşekkürler Sayın Gökaşan…
Elbette ki okuduğunuz Nazım Şiirlerini de unutmadım.

31 Mart 2011

Yorumlar

Popüler Yayınlar